Bugünlerde Biz // Bugünlerde Ben

Bugünlerde biz şaka gibiyiz ya da korku filmi gibiyiz. Acınacak haldeyiz ya da gülünecek haldeyiz emin olamıyorum.

Özellikle bugün...

Bugün haberler şöyleydi;

Bir rektör yardımcısı ciddi ciddi "en iyisi cahil halk, üniversite mezunlarını at çöpe" gibilerinden bir laf etmiş...

Bir bakan çocukların cinsel istismarı ile çalkalanan bir vakıf için güzel güzel laflar etmiş...

Büyükçe bir gazete Amerikan savcısının fotoğrafına photoshop yapıp yalan haber haber yapmış...

Dış işleri bakanlığı "bürüksel`e gitmeyin, bomba patlıyor" diye uyarıda bulunmuş... (Bu arada bizde de patlıyor ama iç işleri de evlere kapanmayın diyor, aklım karışıyor)

Aslında mantıklı düşününce; çocuklara, kadınlara cinsel istismarın, sivillerin can güvenliğinin, eğitimin öneminin siyaseti olmazmış gibi geliyor. İki iki daha dört, bunlar tartışılmaz gibi geliyor. Azı çoğu, biri ikisi, aması olamaz gibi geliyor. Ama sanırım sadece bana öyle geliyor. Çünkü bu mevzuları bile siyaset malzemesi yapıp, birbirine zıt görüşler ilan edebiliyoruz...

Bugünlerde ben de değişik ruh halleri içindeyim...

Ülkenin genel durumunun verdiği keyifsizlik halini saymazsak, özel bir keyifsizlik halim de var ki ismi "doktora yeterlilik" Nedir nasıldır bilmeyenler için; okuduğunuz alan ile ilgili genel lisans bilgilerinin neredeyse tamamına, yüksek lisansta çalıştığınız konuya ve doktorada çalışmak istediğiniz alan ile ilgili konulara hakim olmanızı bekleyen 5 hocanın, bizim orada yaklaşık 2 saat süren sözlü sınavı...

Şimdi şöyle bir düşününce 10 yıldır kesintisiz üniversite öğrencisiyim. Sanırım artık yoruldum... Çalışmak için bir türlü konsantre olamıyorum, verimli bir çalışma düzeni oluşturamıyorum kendime. Bir yandan giderek daralan zaman ekstra bir gerginlik yaratıyor, bir yandan da işler güçler vakti öldürüyor bir şekilde... Bir an önce bunu bir yük, bir sıkıntı olarak görmekten vazgeçip yolumu çizmem gerekiyor. 

Bir yandan insanların kibirleri, uyanık davranışları beni benden alıyor. Bir yandan kendime de bakınca A demek isterken B dediğimi, ara ara çok gereksiz konuştuğumu (şu yazıda olduğu gibi) fark edip kendime kızıyorum. 

Spor ve sağlıklı beslenme planlarımı biiiiir türlü gerçekleştirememe de çok kızıyorum. 

Neyse güzel şeyler de olmuyor değil... Mayıs ayından başlamak üzere gezi planları yapıldı. İzmir, Giresun, Antalya, Yunanistan ve İtalya görünüyor ufukta. Canım sıkıldıkça gezi yazılarına bakıp bakıp plan yapıyorum... 

Kozmetik adına ne alsam diye düşünüyorum mesela :) İtalya`dan ilk alacaklarım Lush ürünleri olacak, Herbalisim, Ultrabland, Bubblegum banko ürünler! Maybelline`den Lush Sensational maskara ve şu an ismini hatırlayamadığım -ve google`da aramaya bile üşendiğim- meşhur göz altı kapatıcısı da çok sevdiklerimden. Yunanistan için ise Korres`ı yazdım bir kenara. Araya Sephora`dan dutyfree`den de bir şeyler karışırsa deymeyin keyfime...

Ben genelde mutlu kalmak için dışarıya biraz kendimi kapatıp, olan biteni pek takip etmeyip, geleceğe fazla takılmayıp, kitap, fotoğraf, blog, kahve, güzel yemek, gezi planı yapmak gibi küçük şeyleri kovalıyorum, size de tavsiye ederim...