29 Aralık 2015

Lush // Bubble Gum Dudak Peelingi


Lush Cosmetics`in meşhur dudak peelingi meraklılar biliyordur eminim. Ben de populer ürünlerden birisi olduğunu biliyordum ama denemek için ancak fırsat bulabildim. Bildiğiniz üzere Lush bir süre ülkemize gelip, daha sonra geri çekilmişti. 

Açıkçası bizde satıldığı dönemde çok da müptelası olduğum ürünleri yoktu. Fakat geçen yaz İtalya tatili sırasında mağazalarının cazibesine dayanamayıp birkaç ürününü satın aldım. Aldıklarımı beğenince bir sonraki gidişimde birkaç ürün daha aldım :) Şu an elimde 6-7 tane lush ürünü oldu sanıyorum ve birkaç tanesi cidden favorim oldu.

22 Aralık 2015

Yeni Yıl İçin Alınabilecek En Güzel Hediye

Şimdi yazının başlığına bakıp hemen uçak, araba, sonsuz para yaklaşırken evde aile üyeleri tarafından gizli gizli işler çevrilmeye başlar. Herkes kendi hediyesini en güvenli yere saklamaya çalışır aynı zamanda diğerlerinin hediyelerini bulmaya çalışır. Bu yıl evde yılbaşı için hediyemi biraz erken buldum. Gardırobun en arkasında hışırdayan bir torba içerisinde hediye saklanırsa olmaz.




Neyse ben şu hediye kısmına geçeyim. Daha gelmeyen yılbaşının hediyesi: Oral-B şarjlı diş fırçası. Denemeye çekiniyordum ama hediye gelince keşke daha önce alsaymışım dedim kendi kendime. iyeceğimi düşünüyorsunuz biliyorum ama bu sefer başka bir hediyeden bahsedeceğim.


21 Aralık 2015

Kiehl`s // Daily Reviving Concentrate Cilt Yağı


Kiehl`s Daily Reviving Concentrate; bir kaç ay önce çıkan, tanıtımına denk geldikçe içimin gittiği ürünlerden birisiydi açıkçası. Yağlar kremlerden daha yoğun, daha etkili, daha güvenilir ve kullanması da zevkli ürünler genelde.

7 Aralık 2015

Cyrene Surpriz Kutuları


Cyene son zamanlarda hızlı popüler olan ve beğenilen markalardan. Bu popülerlikte ürün içeriklerinin temiz olmasın, ürünlerinin beğenilmesinin yanı sıra bu kutu konseptlerinin de katkısı büyük bence.  

Şimdiye kadar satışa sunulan kutulardan, marka hakkında genel fikirlerimden ve kısaca kullandığım ürünlerden bahsetmek istiyorum.


27 Kasım 2015

İtalya Kozmetik Alisverisi // Kiko Lush Maybelline vs


Geçen hafta iş gezisi kontenjanından 5 günlük bir Milano seyahati yaptık. İş gezisi kisvesi altında olsa da, aslında fuar ziyaretiydi, dolayısıyla pek bir sorumluluğu yoktu. Her ne kadar otellerde kalmaktan hiç hoşlanmasam da, tam iş zamanı 1 hafta buralardan uzaklaşmak çok iyi geldi doğrusu!

23 Kasım 2015

MAC // 196 Slanted Flat Top Fondöten Fırçası


Fırça alımım doyum noktasına neredeyse! ulaştı sanıyorum. Eskisi kadar her gördüğüm fırçaya içim gitmiyor, aklım kaymıyor. Uzunca süredir aldığım tek kayda değer fırça MAC 196 Slanted Flat Top Fondöten fırçası oldu. 

MAC bu fırçayı 1-2 ay önce serum fondöteni ile birlikte çıkardı. Fondöteni hala deneyememiş olsam da fırçadan oldukça memnunum.  


MAC kendi sayfasında fırçaya "doğal- kusursuz uygulama, lüks - kadifemsi görünüm, eşit - pürüzsüz uygulama " gibi övgüler yağdırmış. Hepsine katılıyorum ♥


MAC 196 numaralı fırça sentetik, yumuşak, kısa ve küt kıllardan oluşuyor. Kıllar tek yöne doğru hafif bir eğimle kesilmişler. Yüzünüze sürdüğünüzde hissiyatı oldukça yumuşak.

Şimdiye kadar gördüğüm en sık kıllı ve tok fırça desem abartmış olmam sanırım. Bu da oldukça pürüzsüz, izsiz, net bir uygulama sağlıyor.  Çapı yüz için ortalama büyüklükte, pratiklik açısından bir sıkıntı yaratmıyor. Hafif eğimli olması da kaş hizasına vs uygulama yaparken kolaylık sağlıyor.

Kısa ve tok kıl yerleşimi açısından Shisiedo`nun meşhur fondöten fırçasına benziyor. Fakat Shisiedo`nun  biraz küçük boyutlu olduğu ve üst üste 2 defa kullanıma izin vermediği ( yıkamadan 2. defa kullanmak isterseniz iz yapıyor) düşünürse tercihimi MAC 196`dan yana kullanıyorum. MAC üst üste 3-4 kullanımda bile aynı uygulamayı devam ettiriyor. 

Fakat hiç mi kusuru yok derseniz; 
Bu kadar sık yapılı olmasının doğal sonucu olarak oldukça zor temizleniyor ve zor kuruyor. Kılların arasında kalan fondöteni  çıkartmak için biraz uğraşmak gerekiyor. Temizlik ve kurutma için neredeyse standart firçanın 2-3 katı süre istiyor. Yine de verdiği ince ve pürüzsüz görünümden oldukça memnun olduğumdan, bu durumu göz ardı ediyorum. Ayrıca MAC fırçalarının uzun yıllar dayandığını da göz önüne aldığımda, bu fırçayı koleksiyonuma kattığıma oldukça memnunum.

Son olarak; M.A.C. 196 Slanted Flat Top Fondöten Fırçası 115TL 



kıllarının ne kadar kısa olduğunu diğerleri ile karşılaştırarak görebilirsiniz

.

11 Kasım 2015

Şarj edilebilir diş fırçalarına dair doğru bilinen yanlışlar

Manuel diş fırçası şarj edilebilir diş fırçası kadar iyi temizler!

Yanlış.  İlk kullanımdan itibaren şarj edilebilir diş fırçaları manuel fırçalara oranla  2 kat daha fazla plak temizler. Bu özellik dişlerinizin yalnızca dış görünümü için değil, sağlığı için de oldukça önemli. Plak, dişin dış kısmını kaplayan bakteri tabakasıdır. Bakteriler yediğimiz yiyeceklerdeki şekerle beslendikleri için, zamanla asit oluştururlar. Bu nedenle bakterilerin diş yüzeyine yerleşmesi, diş ve diş eti hastalıklarının en önemli sebeplerinden biridir.
Oral-B’nin elektronik fırçalarının tamamında fırça başlıkları yuvarlak olarak tasarlanmıştır. Bu yenilikçi tasarım sayesinde her dönüşte farklı bir açıyla dişin tüm yüzeyinin temizlenmesine olanak sağlar. Küçük boyutuyla her bir dişin yüzeyine ve diş aralarına rahatlıkla ulaşabilir.

Şarj edilebilir fırçalar yalnızca ağız ve diş sağlığı konusunda problem yaşayan kişilere tavsiye edilmektedir!
Yanlış. Oral-B’nin yaptığı bir anket çalışmasında, katılımcıların %39’unun ancak dişleriyle ilgili herhangi bir problem yaşadıktan sonra şarj edilebilir diş fırçası kullanmaya başlayacaklarını belirttikleri görüldü.


Ağız sağlığında tedaviden çok koruma yöntemi izlenmesi tavsiye edilmektedir. Çünkü dışarıdan yapılan herhangi bir müdahale, ne kadar iyi olursa olsun kendi dişinizin sağladığı rahatlığı ve fonksiyonelliği sağlamaz. Dişleri korumanın en önemli yolu, ağız ve diş problemlerinin bir numaralı sorumlusu olan plak tabakasını ortadan kaldırmaktır. Şarj edilebilir diş fırçaları, plak temizliği konusunda manuel diş fırçalarından %100’e kadar daha fazla etkilidir. Plak, yapışkan bir madde olduğu için diş fırçanızdan da ayrılması zordur. Bu nedenle diş hekimleri ortalama 3 ayda bir diş fırçanızı yenilemeniz gerektiğini söylüyor.
Şarj edilebilir diş fırçası da kullanıyor olsanız, 3 ayda bir fırça başlığı  değişimini gerçekleştirmek durumundasınız. Oral-B, elektronik diş fırçanızı kolayca yenilemeniz için değiştirilebilir başlıklarla size sunuyor.

Nasıl bir diş fırçası kullanıyor olursanız olun, diş fırçalama süreniz aynı olduğu için aynı etkiyi yakalayabilirsiniz!
Yanlış.  Diş hekimleri, dişlerinizi günde en az iki kez, 2 dakika fırçalamanızı öneriyor. Ancak yapılan araştırmalar ve klinik deneyler, dişlerinizi 2 dakika şarj edilebilir diş fırçalarıyla fırçalamanızın çok daha etkili sonuçlar almanızı sağladığını gösteriyor.

Şarj edilebilir diş fırçaları diş yüzeyine zarar verir!

Yanlış.  Yukarıda bahettiğimiz anketin bir başka ilginç sonucu da, anket katılımcılarının %5’inin şarj edilebilir diş fırçasının diş yüzeyine zarar verdiğini düşünmesi. Oral-B’nin şarj edilebilir diş fırçaları, basınç göstergesi sayesinde diş fırçasını dişinize çok fazla bastırdığınızda çalışmasını durduruyor.

Tüm şarj edilebilir fırçalar aynı özelliktedir!
Yanlış.  Herkesin diş yapısı birbirinden farklı. Bu nedenle Oral-B kullanıcılarına birbirinden çok farklı özelliklere sahip farklı şar edilebilir diş fırçaları sunuyor. Hassas dişetleri için, farklı büyüklükteki diş aralıkları için ya da sararmış dişleri beyazlatmak için birbirinden farklı bir çok diş fırçası modeli bulunuyor.

Detaylı bilgi almak için videoyu izleyebilirsiniz. Ürün alternatiflerini görmek için tıklayınız.
KAYNAK: www.uplifers.com

Bir boomads advertorial içeriğidir.

5 Kasım 2015

The Body Shop // Çay Ağacı Yüz Maskesi


Çay ağacı yağının bir çok faydası sayılsa da, özellikle sivilceler üzerine etkili denilen ürünlerden bir tanesi bildiğiniz gibi. Hal böyle olunca, yağlı sorunlu ciltler için olan ürünlerin içeriğine sıkça eklendiğini görüyorum. 

3 Kasım 2015

Nars // Dolce Vita Velvet Matte Kalem Ruj


Kalem rujların pratik olmayacağını, daha doğrusu açarken kayıp olacağını düşündüğümden uzunca bir süre uzak durduğum bir üründü. Aklımda Nars`ın dudak ürünlerinden birini denemek varken, "Dolce Vita" renginin sosyal medyadaki popülerliğine karşı koyamadım.


Nars "Kadifemsi Mat" diye sınıflandırmış bu ruju. Kesinlikle katılıyorum. Mac`den bildiğim Mat duygusu bu rujda yok. Tamamen mat görünümde olmasına rağmen, daha yumuşak, daha hafif. Çizgilere dolma gibi bir sorun yaşatmıyor bana.

Hissiyatı Mac`in mat rujlarından daha hoş fakat kalıcılığı daha düşük. Ortalama yada ortalamanın birazcık üzerinde diyebilirim.


Renk konusunda ise söyleyebileceğim pek bir şey yok! "Dolce Vita" cidden çok çok hoş bir renk. Nude desem tam değil, pembe desem tam değil. Çok doğal ve hoş duran bir renk. Bende bir de gloss`u var bu rengin. Onu da oldukça beğeniyorum. İnternetteki görsellerden gördüğüm kadarı ile ojesi ve allığı da nefis. Bu renge dupe olarak ne olabilir diye baktım şöyle bir ama, uygun fiyatlı bir alternatif gözüme çarpmadı. 

Fiyatı (80TL) Nars skalası için normal sayılsa da, ruj kategorisinde yüksek. Yine de yapısının güzelliği ve rengin orjinalliği fiyatını kamufle edebilir gibi düşündüğümden satın almıştım.

Bu kalem rujlar hakkında tek sıkıntım tam da tahmin ettiğim gibi açma konusunda oldu. Aldığım büyük boy 2 kalemtraşla da düzgün açılmıyor maalesef. (Aynı şekilde Max Factor`un kalem rujlarını da açamıyorum) Nars kalem rujlar için kalemtraş tavsiyeniz varsa alırım 

28 Ekim 2015

Bitenler // Ekim 2015



Gliss Ultimate Color Şampuan; indirime denk geldiği için aldıklarımdan. Ne artı ne eksi bir özelliğini görmedim, tekrar almam.

Clear Dökülme Karşıtı Şampuan; sıklıkla kepek problemim olduğundan, kepek şampuanı demirbaşlarımdan genelde. Clear`ın bu versiyonu da en sevdiklerimden.

Duru Duş Jeli; ortalama bana göre.

Yves Rocher Dökülme Karşıtı Şampuan; etkili bulduğum, sürekli aldığım ürünlerden. Şimdi boyutunu da büyütmüşler daha güzel olmuş.



Clinique Göz Makyaj Temizleyici; beğeniyorum ama orjinal boyuna 60-70TL verecek kadar değil.

Sephora Göz Makyaj Temizleyici; fena bulmadım, fiyatı da fena değilse alınabilir ama özellikle armam sanırım.

Mac Göz Makyaj Temizleyici; Mac sanki diğer ikisinden daha iyi ama bunun da fiyatı makyaj temizleyici için yüksek.

Burt`s Bees Ballı El Kremi; geçen yıl severek kullandım, doğal içerikli olduğu için daha da çok seviyordum ama kokusu biraz ağır. Bu yıl bunun yerine Kiehl`s in body butterını almayı düşünüyorum.

Bee Beauty Vanilya&Cheesecake Vücut Peelingi; uzun süredir oldukça sevdiğim ürünlerden. Kokusunu oldukça beğeniyorum ama bıraktığı yağlı his herkes tarafından sevilmiyor.

Veet Çift Taraflı Sir Ağda; çok kullanışsız ve işe yaramaz bir üründü. Zaten kısa sürede satıştan kaldırılması da beni destekliyor. Benim aldığım uzun zamandır çekmecenin dibinde kalmış, çöpe gidiyor.

Bobbi Brown CC krem; sevdiğimi daha öncede yazmıştım sanırım, yaza doğru almayı düşünebilirim.

Cyrene Argan Milk Serum; bu ürünün genelde çok sevildiğini okudum ama ben yüzümde değil elimde denemiştim sadece. Bıraktığı hissiyat güzeldi ama gereksiz sıvı bir ürün sanki.

Loreal Excellence Saç Boyası; saçımı evde boyadığım zamanlarda sadece bunu kullanıyorum. Oldukça memnun olduğumdan başka marka deneme ihtiyacı hissetmedim.



Ojeler; eskiyen ya da renklerinden dolayı kullanmadığım birkaç ojeyi de ayıkladım. İlk 4 rengi hangi akla hizmet almışım bilmiyorum. Fotoğrafta normal gözükseler de tırnakta hoş durmayan cırtlak renkler. Geriye kalanlar da yapıları bozulmuş olanlar. Bu arada içlerinde 1 adet de Clinique oje var. Çok eski olmamasına rağmen bozulmuş, 30 küsur liraya satılan bir oje için şaşırtıcı bir performans.

26 Ekim 2015

Kiehls // Creme de Corps Vücut Nemlenricisi



Kiehls Creme de Corps; soya sütü ve balla çırpılmış vücut nemlendiricisi olarak tanıtılıyor. Bir alışverişim sırasında seyahat boyu hediye edilince tanıştım ve oldukça sevdim bu body butterı.


Yumuşak, kolay sürülen, kolay emilen, yapış yapış ya da yağlı bir hissiyat bırakmayan bir yapısı var. Nemlendirmesi çok çok muhteşem olmasa da oldukça yerinde ve yeterli. Bir süredir hem el kremi hem de vücut kremi olarak severek kullanıyordum. 

Yapısı ve etkisi güzel fakat bu kremi oldukça fazla sevmemdeki asıl etmen kokusu!! Balın ağır bastığı, tatlı bir kokusu var. Koku oldukça yoğun ve baskın olduğundan denemeden almamakta fayda var. Hoşunuza gitmeyecek tarzda bir kokuysa büyük kayıp olur çünkü. Burt`s Bees`in ballı el kreminin kokusunu biliyorsanız, ona benzer ama kesinlikle daha hoş bir koku diye tarif edebilirim. Örneğin eşim o kremin kokusuna katlanamazken, bundan hoşlanıyor.


Bendeki ürün seyahat boy olduğundan tam içerik listesini fotoğraflayamadım ama

  • Beta karoten
  • Jojoba yağı
  • Shea yağı ve
  • Skualan (zeytinden çıkarılan bir yağ çeşidi) içerdiği ve 

  • paraben, 
  • silikon
  • glikol içermediği belirtimiş.

Ürünün kötü sayılabilecek tek yanı büyük ambalajı ve nispeten yüksek fiyatı sanıyorum. 225 gramlık bir ambalajda, 115tl`ye satılıyor.  Normalde vücut nemlendiricisine bu fiyatı vermeyi düşünmediğim için hiç alıcı gözüyle bakmadığım bir üründü fakat bir süre kullanınca oldukça sevdim. Yeni yıl için çıkarılacak olan renkli ambalajları da oldukça akıl çeldirici gözüküyor. Bütün kış boyunca hem el kremi hem de vücut nemlendiricisi yerine kullanırım bahanesi ile bir fırsat yaratabilirsem tam boyunu alabilirim belki...

13 Ekim 2015

Blog Satışı // Ekim 2015



Ürün bolluğundan sıra gelmeyen birkaç parçayı daha blog satışı için ayırdım. Ürünlerin hepsi iyi durumda, bir kısmı çok az kullanıldı, bir kısmı hiç kullanılmadı.


8 Ekim 2015

İtalya // Vize İşlemleri, Tren Biletleri, Müze Biletleri

Aslında niyetim alışveriş ile sınırlı bir kaç yazı yazmaktı fakat her şeyi planlamaya çalışan bünyem yüzünden azıcık! araştırma yaptım ve boşa gitmesini istemiyorum. Gidecek olan birilerinin işine yarar mutlaka diye düşünüyorum. Benim İtalya`ya 3. gidişim olmasına rağmen, ilk iki gidişimden aklımda kalan çok az net bilgi var. O yüzden birkaç yıl sonra kendim de dönüp okuyabilirim diye daha kalıcı notlar oluşturmak istedim ♥



Gidilecek yerler hakkında araştırma yaparken de, profesyonel sitelerden ziyade, daha ayrıntılı ve gerçekçi yazılmış kişisel blogları okumak daha çok hoşuma gidiyor. O yüzden ben de üşenmeden uzun uzun yazacağım. İlgilisine yazılmış uzun bir yazı olacak, şimdiden uyarmış olayım :D


6 Ekim 2015

Beauty Blender Makyaj Süngeri


Ülkemize gelişi çok çok uzun zaman öncesinde olmasa da, makyaj meraklıların çok uzun süredir bildiği sevdiği bir üründü Beauty Blender süngerler. Ülkemizde satışı olmayan yıllarda bakıp, pahalı bulduğum ve orjinalliğine de güvenemediğim için almadığımı hatırlıyorum. 

Nihayet ülkemizde de resmi olarak satılmaya başlayınca {Watson`s mağazaları, Douglas Mağazaları ve beautyblender.com.tr } biraz daha alıcı gözüyle bakıp, sonunda dayanamayıp almıştım. 

1 Ekim 2015

Milano Tavsiyeleri // Ağustos 2015


Zaman çok acımasız, bellek daha da acımazsız. Dünmüş gibi yakın gelen tatilin ardından haftalar geçmiş bile... Hal böyle olunca, bu yazı da burada dursun istiyorum. Bir sonraki gidişimde bana not olsun, yeni gideceklere fikir versin, hiç bir şey olmayacaksa bile anılar daha canlı kalsın isterim...


7 Eylül 2015

Bitenler // Eylül 2015

Son zamanlarda bitirdiklerim;


1) Kiehl`s Rare Earth Maske; Bildiğiniz üzere markanın en meşhur ürünlerinden birisi kendisi. Kil bazlı bir maske, güzel arındırıyor. Alalı çok uzun zaman olmasına rağmen yapısında/ kokusunda bir bozulma olmamasını takdir etsem de, son zamanlarda hem çok sıkılmaya başlamıştım hem de cildimi iyice germeye başlamıştı. Uzunca bir süre almayacağım sanıyorum.

2 Eylül 2015

Benefit // Big Easy BB Krem


Benefit, içinden ziyade dışına daha çok sempati duyduğum markalardan sanırım. Gerçi şimdiye kadar denediğim hiç bir ürünü kötü değildi ama müptelası olduğum, tekrar tekrar aldğım bir ürünü de yok sanıyorum. 

Bir de şu mevzu var ki, genelde mağazada tek seferde, aceleyle denediğim ürünlerden bir şey anlamıyorum. Cildimde mutemadiyen başka ürün olduğu için ten ürünlerini, hijyenik açıdan içime sinmediği için ruj, rimel vs.`leri deneyemiyorum. Denesem de evde rahat rahat denediğim gibi olmuyor. Benefit de genelde standının önünde uzunca bakındığım ama kararsız kalıp, aynı parayı daha emin olduğum ürünlere vermeyi tercih ettiğim markalardan.  


28 Ağustos 2015

Kiko Milano // Long Lasting Stick Farlar



Bir önceki yazımda İtalya`dan aldıklarımdan ayrıntılı bahsetmiştim. Kiko mağazalarında da biraz vakit geçirince en ilgimi çekenler bu kalem farlar ve "unlimited stylo" rujlar oldu. Bunların dışında da güzel ürünleri vardır mutlaka ama kullanıp kullanmayacağımdan çok emin olmadan, gerekli gereksiz almak istemedim. Sadece en çok ilgimi çekenlerle yetindim. 

25 Ağustos 2015

İtalya // Kozmetik Alışverişi, Free Shop Fiyatları


Aylar öncesinden planı yapılan seyahate çıkıldı nihayet. Kendi kendimize gittiğimiz, keyfimize göre dolanıp döndüğümüz 1 hafta çok güzel geçti. Çoğu zaman otel odalarından sıkılan, koşa koşa eve dönmek isteyen ben, bu sefer otellerde de rahat ettim. Şu an eve dönüşün tek güzel yanı valizdekiler bir de kendi yatağımda uyumak sanıyorum! Kendini pek özlettirmeyen bir ülkemiz var sonuçta, çook çook uzun zaman kalsam belki özlerim... Neyse... Gezilerle ilgili ayrıntılı yazılar da gelecek ama önce kozmetik adına aldıklarımla başlamak istiyorum.


13 Ağustos 2015

Andalou Naturals // Acai + White Tea Yağsız Nemlendiric



Bu marka ile, hatta direk bu ürün ile Onur sayesinde tanışmış, onun referansına güvenerek almıştım. İyi ki de almışım, çünkü oldukça beğendiğim bir ürün oldu. Bilmeyenler için Andalou Naturals markası sertifikalı organik üretim yapan, temiz içerik sunan markalardan bir tanesi. Ben de aynen Onur`un yolunu izleyerek Vitacost sitesinden almıştım.


3 Ağustos 2015

Clinique // Pop Ruj

Bu sene piyasaya çıkan Clinique Pop rujları görmüş, duymuşsunuzdur mutlaka.Mutlaka diyorum çünkü Clinique bu rujların reklamını o kadar çok yaptı ki!

Şimdi önce kısa bir özet geçmem gerekirse; ben sağlam bir Clinique müşterisiyim. Bir çok ürününü oldukça severek kullanıyorum ama biliyorum ki bu markanın beğenmeyeni de azımsanmayacak kadar çok. Ben kendi adıma çoğu ürününden memnunum fakat yine de fiyat politikasını biraz yüksek buluyorum. O yüzden genelde bol kampanyalı şekilde online sitelerinden alışverişi tercih ediyorum.

28 Temmuz 2015

Mac Geri Dönüşüm // Back to Mac // B2M


Bildiğiniz üzere Mac Cosmetics in daimi bir geri dönüşüm kampanyası var; Back to MAC Bilmiyorsanız da çok normal çünkü bizim ülkemizde uygulanan bir kampanya değil maalesef. Nedir bu derseniz; 6 adet Mac ambalajı karşılığında, istediğiniz 1 adet Mac ruju ücretsiz alabiliyorsunuz.

15 Temmuz 2015

Severek Alıp Hiç Kullanmadıklarım // UD Far Bazı, Balm Far Paletleri



Şu an elimde The Balm`a ait bu 2 palet (Balm Jovi ve Nude Tude) ve Balmsai palet mevcut. Ürün fazlalığından ve çok da aheste göz makyajı yapmaya fırsatım olmadığından genelde Naked 3 paletten 1-2 rengi ya da Mac`in paint potlarından 1 tanesini sürüp çıkıyorum. Bu balm paletler çok uzun zamandır kenarda bekliyorlar maalesef. 

14 Temmuz 2015

Yeni ELCA Mağazası // Orjin Plaza

Bilmeyenler için çok kısa bir özet geçecek olursam Estee Lauder, Bobbi Brown, Mac, Darphin, Clinique, Smashbox ve birkaç markanın daha satıldığı küçük, outlet gibi bir mağaza ELCA Store. İndirim oranları değişse de genelde %35-40 civarında!


Bu mağaza uzun zamandır Maslak`taki Sun Plaza içerisindeydi (nasıl ulaşacağınıza dair bilgi aşağıda). Şimdi hemen yanındaki Orjin Plaza`ya yeni bir mağaza daha açmışlar. "the Company Store" dün ikisini de ziyaret etme fırsatı buldum. 

9 Temmuz 2015

Bitenler // Temmuz 2015



Dove Besleyici Bakım Kremi; Ekstra hiç bir artısı olmadı, sevmedim. Bir daha almam sanırım.

29 Haziran 2015

Yıllık İç Dökme // Kozmetik Blogu !?


Senede 1 defa falan sanırım geliyor bu iç dökme mevsimi... Yine geldi...


Uzun ve kopuk bir yazı olabilir şimdiden uyarayım!

Blog yazma işini de okuma işini de seviyorum. Sanırım birilerine bir şeyler anlatmayı, paylaşmayı seviyorum. Beklenmedik bir zamanda açılan blogum, adından da anlaşılacağı üzere "moda" üzerine bir şeyler yazarım düşüncesi ile açılmıştı. Sonra baktım ki ne modası ? Ben genelde tek tip, rahat giyinen, spor ayakkabıdan vazgeçemeyen, hiçbir zaman muntazam bir fiziğe sahip olmayan bir insanım. Elbetteki giyinmeyi, yeni ürünler almayı, takıp takıştırmayı, renkleri değiştirip yakıştırmayı seviyorum her birimiz kadar ama böyle adına bloglar açacak, yazacak kadar bir stil de yok ortada :D 

İlk başlarda; orada bu indirim var, bu sene sarılar moda, ünlüler bu şekilde kombinlemiş, ebay`de şu butikler çok güzel gibi giden blogum, bir süre sonra kozmetiğe çevirdi ibresini. Bunun en büyük sebebi, netteki hazır görselleri değil de kendi çektiğim obje fotoğraflarını yayınlamak istemem, kozmetik ve cilt bakım ürünlerine hatırı sayılır bir ilgim olması, ve çok geniş bir dünya olduğu için beslemenin nispeten kolay olduğunu düşünmemdi. Geçmiş yazılarımın görsellerini beğenmediğim için de sildim çoğunu. Çok büyük oranda kozmetik yazılarım var blogda şu anda.

Şimdilerde, itiraf etmek istemesem de, bu konulardan da yavaş yavaş sıkılmaya başladım sanırım. Tabi bu birden bire olan bir durum değil. 

İlk olarak bu işte cidden başarılı olabilmek için biraz "her şeyi beğenen" yapıda olmak gerektiğini düşünüyorum. Daha önce şu yazımda da bahsettiğim gibi, yüzünde zaten sivilce olmayan bir insanın sivilce ürünü kullanıp, "bu çok güzel, harika" demesi ile yüzünde sivilce olan bir insanın "çok da beğenmedim, iyi gelmedi" demesi bir olmuyor. İlki daha çok rağbet görüyor her nedense! Yalandan her ürünü beğenmenin dışında, ürünlere birazcık aşk duymak da gerekiyor bu iş için. Sanırım onu da kaybediyorum yavaş yavaş. Bir de birisi benim çok beğendim bir ürünü aldığında cidden sorumluluk hissediyorum, ya beğenmezse diye düşünüyorum. Artık içimden ürünleri ayrıntılı ayrıntılı yazmak da gelmiyor sanki eskisi gibi. Birkaç cümlede toparlayıp geçeyim istiyorum. Örneğin bir Armani fondotenim var 4-5 aydır yazacağım. Kozmetik ilgimi tamamen kaybetmem olası değil sanıyorum ama alımı azalttıkça konu bulma sıkıntısı da yaşamaya başladım doğal olarak.  

Fotoğraf çekmeyi, bir şeyler yazmayı, bildiklerimi paylaşmayı ve okunmayı seviyorum. Şimdiye kadar kozmetik ve cilt bakım ürünleri ile yapıyordum bunu. Çünkü kozmetik ürünlerini almak hoşuma gidiyor, aldıkça deneyimim ve fikrim artıyordu. Ayakkabı-çanta-kıyafet almaktansa kozmetik almak bana daha çok zevk veriyordu. 

Yazmaya ve okunmaya başladıkça ben de daha çok blog takip etmeye, yeni ürünlerden daha çok haberdar olmaya ve daha çok almaya başladım. Popüler ürünlerin yazısı blogumda bulunsun diye özellikle gidip almışlığım bile vardır. Ya da birisi drugstore fondoten tavsiye eder misiniz diye sorduğunda, normalde almayacakken, gidip bakıp aldığımı da hatırlıyorum. Yani doğal olarak bu şekilde spesifik bir konu üzerine blog yazıyorsanız, yazılarınız çeşitlendirmeniz, ürün çeşitliliğini arttırmanız, yeni ürünlerden haberdar olmanız gerekiyor. 

Lakin bunu yapmak ciddi bir bütçe istiyor çoğu durumda. Öyle "bloglara bedava gönderiyorlar" gibi bir durum pek söz konusu değil açık konuşmak gerekirse. Blogu beslemeye yetecek kadar tanıtım ürünü gelmesi için ya bu işi profesyonel olarak yapmak (ki kimse kusura bakmasın hiç samimi ve gerçekçi değiller bence), ya insanların size özenmesi, artık paylaştığınız ürünleri değil de yaşam tarzınız beğenip takibe başlamaları ya da her ürünü beğenen, ürünün firma gönderisi olduğunu belirtmeye gerek duymadan reklam yapanlardan olmak gerekiyor (bunlar benim şahsi gözlemlerim tabii)

Bir de video/youtube gerçeği var. Videoda görmek yerine fotoğraflarına bakmakla yetinmek istemiyor çoğu insan. Gerçi kendi adıma, videolarını takip ettiğim 2-3 kişiyi de ürünler için değil, güler yüzleri ve muhabbetleri için takip ediyorum. 

Artık çoğu kozmetik yazısı ilgimi çekmiyor, bloglovinde gördüğüm postlara nadiren tıklıyorum. Her postuna baktığım 3-5 kişi kaldı sanırım, dürüst ve bilgili olduğunu düşündüğüm, o diyorsa bakmak lazım diye düşündüğüm 3-4 kişi. E şöyle bir dönüp bakınca da takip ettiğim kişiler "mutlaka almalısınız" kişileri değil, daha ziyade "elinizde şu varsa hiç gerek yok bence" kişileri. 

Alınan ürün de bitmiyor kolay kolay malum. Şöyle bir çekmeceme dönüp baktığımda, keşke allıklarımı bitirebilecek kadar ömrüm olsa diyorum. (ay bi dakka şimdi yanlış hesap yaptıysam, sakata gelmeyelim! haftada 5-6 kullanımla 9-10 allık ne kadar zamanda biter ? ) 

Bir ara oturup aylık kozmetik giderlerimi hesapladığımda ev kiramıza denk, (hatta bazı aylar fazla) olduğunu fark etmemle, alım olayını dizginledim. Bir de uzunca süredir benimsemeye çalıştığım "az çoktur" felsefesine, tüketimi azaltmak, daha sade yaşamak gibi yeni hedefler de eklemek geçiyor içimden. Bu da ayrı bir konu olabilir aslında...

Bu tür blogları başka türlü de beslemek mümkün tabii, epilasyon tipleri, ürün içerikleri, evde hazırlanabilecek maskeler, bakım önerileri vs vs ama onlar da ya ilgimi çekmiyor ya da yazabilecek kadar bilgili olduğumu düşünmüyorum.

Bu sebeplerden dolayı sanıyorum ki son zamanlarda yazma sıklığım iyice düştü. Haftada 1, iki haftada 1 yazı yazıyorum neredeyse. Ayrıca dürüst olmak gerekirse de, kimsenin benim yazmamı beklediğini sanmıyorum. Git gide okumak manasız geldiği gibi yazmak da manasız gelmeye başladı sanıyorum. 

Bu arayı instagram ile kapatıyorum. (@modamasallari) Orada biraz kozmetik, biraz kitaplarım, biraz kahvelerim, biraz yakınma, biraz manzara oluyor. Yani daha samimi ve daha gerçek.

Bir yandan blogdan kopmak istemiyorum, bir yandan bloga değişik konularda da yazıp bir karmaşaya dönüştürmek istemiyorum ama yakında içimden geçen başka başka şeyleri de yazmaya başlayacağım gibi duruyor.

Gerçi adımın sanımın bilindiği, yakınlarım tarafından bilinen bir blogda içimden geçenleri yazmak ne kadar olası onu da kestiremiyorum. Sene başında yapmak istediklerim listesinde isimsiz bir blog da vardı, açtım birkaç yazı da yazdım hatta ama orada da gizliliği korumak zor, koruyamadığınızda daha da zor tabii :D Google insanın 7 ceddini ortaya döküyor iki dakikada neticede. Bir de kimse okumayınca pek anlamı yok tabi, şimdi bekle ki o site belli bir rakamın üstüne çıksın, okunmaya birilerine ulaşmaya başlasın, zor ve uzun bir süreç.

Bir yandan da hayat değişiyor, zorluyor, hele bugünlerde daha da zorluyor sanırım. İnsanları giderek sevmiyorum, hayallerim bir tarafta bekliyor, yapmak zorunda olduklarım başka bir tarafta bekliyor ama ömür hiç beklemiyor. Asıl mevzu onları birilerine anlatmak isteğim belki de bilemiyorum... 

Neyse işte böyle... Görüşmek üzere...

Geçen senelerdeki iç dökmelerime de buradan, buradan ve buradan ulaşabilirsiniz...

24 Haziran 2015

Bitenler // Haziran 2015


Febreze Oda Spreyi; Kötü kokuları maskelemek yerine yok ettiği yazıyor üzerinde, ben de severek kullandım, etkiliydi bana göre.

16 Haziran 2015

Burberry // Mulberry Wet and Dry Silk Shadow // Tekli Far


Burberry göz farlarının "mulberry" rengini ne kadar uzun zamandır istediğimi hatırlamıyorum. Fiyatları çok ulaşılmaz olmasa da, kendileri oldukça ulaşılmaz maalesef. Bilmeyenler için hatırlatayım, ülkemizde sadece İstinye Park Boyner`de satılıyordu yakın zamana kadar, geçtiğimiz günlerde Beymen Zorlu Center`da da satılmaya başlandı. Ben gidip mağazadan almadım, hem mağaza biraz uzak kalıyor hem de gidersem dayanamam abartırım diye korktuğumdan, feelunique.com sitesinden sipariş verdim. Merak edenler için sipariş detayları en altta.

12 Haziran 2015

Nars Kalem Rujlar // Velvet Matte ve Satin Lip Pencil


Nars`ın kalem rujalrına her Sephora ziyaretimde şöyle bir bakarım "yok ya" deyip geçerim yıllardır. Bunda en büyük etken, tester rujları hiç bir zaman dudağımda denemem sanırım. Mac`de alkollü suya batırdıklarında da pek içime sinmediğinden, orada da denemem genelde. Kaldı ki Sephora`da öyle bir işlem yaptıklarını da görmedim.

Geleyim bu rujlara nasıl ulaştığıma. Sephora`da doğum günü ayınıza özel minik bir hediye olur, gerçi bu yıl bana böyle bir bildirim gelmedi, kaldırdılar mı yoksa bana mı ulaşmadı bilmiyorum. Fakat arada sephora.com`dan da alışveriş imkanı bulduğum için, oradan bir hediye kodu geldi. 1 adet satin, 1 adet mat kalem ruj, her biri orjinal boyun yarısından biraz daha fazla. Oldukça cömert bir hediye olmuş. 


Nars Satin Lip Pencil/ Rikugien; Yumuşak ve sürümü oldukça kolay, hoş duruyor fakat çok özel bir tarafı yok. Hafif parlak bir bitişi var, ıslak-yapışkan bir hissiyatı da yok. Yani güzel bir ruj, her halinden anlaşılıyor fakat kalıcılığı da oldukça başarısız. Benim için, bir rujun yapısı rengi mükemmel olsa bile, 1 saate yok olunca hiç bir anlamı kalmıyor. Bir de opaklık anlamında çok başarılı bulmadım, 2. hatta 3. katı geçme arzusu yaratıyor ama rengi ile alakalı bir durum da olabilir. 


Nars Velvet MAtte Lip Pencil/ Cruella; ise çok başarılı bir kırmızı, ne çok iddialı, ne de iddiasız. Tam kararında, başarılı bir renk bence. Kırmızı sevmeyen beni bile heyecanlandırıyor sürerken. Matte kalem rujların yapısına gelecek olursam da, bayıldım sanırım! (Yalnız genel anlamda mat bitişli rujlarda hoşlandığımı baştan belirteyim) Şimdiye kadar denediğim ürünlerin içinde MAC`in mat serisi rujlarını oldukça başarılı buluyordum fakat Nars onu 2`ye katladı benim için. Mac`in durduğundan çok daha hoş duruyor. "Velvet/kadife" isimlendirmesi boşuna yapılmamış. Cidden kadife gibi, çok temiz bir matlığı var. Kalıcılık anlamında da fena değil. Çok uzun saatler kalıcı olmasa da, hemen ilk kahvede çıkacak cinsten de değil. Yapısı elde denendiğinde ya da fotoğrafta anlaşılacak gibi değil pek, denemeniz lazım. (tabi ben elimdeki cruella rengi için konuşuyorum ama renkten renge yapısının fark edeceğini sanmıyorum.)


Bu rujlarla ilgili en büyük çekincem, kalemtraş ile açılacak olmalarıydı. Kalem şeklinde olmalarının, ince uçlu kalmaları ve bu sayede dudak kalemi olmadan, daha temiz uygulama yapmayı imkan vermeleri gibi bir avantajı var, evet ama keşke çevirmeli olarak açılabilir cinsten olsaydılar. Bu rujları da henüz kalemtraş ile açmayı denemedim, umarım çok fazla ziyan olmazlar.

Nars Lip Pencil`ların fiyatı da 80TL. Ben MAC`leri genellikle üst sınır gibi kabul edip, üzerini pahalı buluyorum ama mat lip pencil`i çok beğenince, elimde glossu olan -ve rengine bayıldığım- dolce vita matte lip pencil`dan da aldım. Henüz elime geçmedi, heyecanlıyım!

Nars ürünlerine Sephora ve Nars mağazaları dışında makyajtrendi.com`sitesinden de ulaşabilirsiniz. 

*************

Birazcik ustu kapali yazmisim; bu dogumgunu hediyesi turkiye Sephora'dan gelmedi. Gectigimiz yil dogumgunu ayinda, alisveris sarti olmaksizin magazaya ugrayip hediyenizi alabilirsiniz diye mail geliyordu ama bu yil gelmedi. Ayni sistem  Amerikada  daha duzgun isliyor belli ki. Orada yasayan arkadaslarimin adresini kullanarak sephora.com'dan alisveris yapiyorum genelde, turkiyeye gelirken getiriyorlar. Dolayisi ile siteye kayitliyim ve alisveris yaptikca belli bir puan birikiyor, belli uyelik sifatlari tanimliyor, hediye kodlari vs veriyor arafa. Bu da dogumgunu vasitasi ile verdigi bir koddu. Hatta bir ust uye sinifa ayni icinde bir de goz kalemi olan versiyonunu hediye ediyordu sanirim. Boyle bir site bizde de olsa ne guzel olurdu!

8 Haziran 2015

Yurt Dışı Alışveriş // Vitacost.com


Bu vitacost.com sitesinden 2. alışverişim oldu. Site temiz içerikli ürünleri ile ünlü bilmeyenler için. Ilk aldıklarımı kullanmak için oldukça bekletmiştim, dolayısı ile bir sonraki alışverişe de sıra gelmemisti. 

Nihayet ilk alışverişten olanların hepsini deneyince, hele de bitanesinden inanilmaz memnun kalinca, resmen can havliyle 2. alışverişi yaptım. Once aldiklarimdan ve ulasma surecinden bahsedeyim, sonra çok beğendiğim ürüne geleceğim.

1 Haziran 2015

Note Cosmetics // Luminous Silk Far ve Rich Color Ruj


Uzun zamandır drug store ürünlere merak duymuyorum, almak için heyecanlanmıyorum. Çoğu indirimi es geçiyorum. "Daha az, daha öz" ya da daha havalı duran "less is more" felsefesini benimseme isteğindeyim sürekli ama ne kadar başarılı olduğum tartışılır. Daha "öz" aldığım doğru da, "az" konusunda hala istediğim çizgiye inemedim. 

Note Cosmetics yerli bir marka bildiğiniz gibi, tesadüfen bir arkdaşımın da fabrikasında çalıştığını öğrendiğim zaman ilgimi çekmişti. Sohpet ettiğimizde üretim tesislerinin temizliğinden ve özenli çalıştıklarından da bahsedince iyice ilgimi çekmeye başladı. 

26 Mayıs 2015

Cellublue // Selülit Masaj Aleti

İsmi bile kulağa itici gelen selülit mevzusu malumunuz, nedense yaza doğru bizde bir "ne yapsak, ne etsek" hareketlenmesi başlıyor ama aslında her mevsim müzdarip olduğumuz bir şey. Artık ezbere bildiğimiz ama benim kendi adıma hala yapamadığım, spor, bol su tüketimi (benim beynime bol kahve ve kola tüketimi diye kazınmış, silinmiyor bir türlü) ve sağlıklı beslenme gibi temel adımları geçersem, masaj, fırça ve bu tarz vakum gibi etkilerle dolaşımı hızlandırmanın gerçekten etkili olduğunu düşünüyorum. Hatta daha önce de söylemişimdir ama annem bir ara sadece masajla selülitlerinden %90-95 kurtulup, ağzımı açık bırakmıştı. 

Cellublu da geçtiğimiz yıl benim elime geçen küçük ve pratik bir vakum aleti. (Alet demek de pek doğru değil aslında) 1, 1,5 ay kadar düzenli şekilde kullanıp gözle görülür bir azalma yaşamıştım geçen yıl. Avuç içine rahatlıkla sığabilen küçük bir şey. Uygulamak istediğiniz bölgeye önce herhangi bir vücut yağı sürmeniz gerekiyor sadece, daha sonra hafifçe sıkıp cildinize vakup uygulayarak, o bölgede dolaştırıyorsunuz. Ben selülit masaj yağı kullanmıştım daha etkili olur düşüncesi ile. Dikkat edilmesi gereken tek nokta vakum etksini ayarlamak sanıyorum. Dozunu kaçırdığınızda rahatsızlık veriyor ve canınızı acıtabiliyor. 

Ben günde max. 5dk kadar ve 1-1,5 ay süre ile kullanabildim ve selülitlerde azalma gözlemledim, tavsiye edildiği üzere 10-15 dk düzenli uygulama ile daha iyi sonuçlar alınabileceğini düşünüyorum. Daha ayrıntılı bilgi için sitelerine bakabilirsiniz. Online olarak da bu sitede satılıyor ve 18€ civarı bir fiyatı var. 

Son zamanlarda popüler olan bir diğer yöntem de kuru fırça bildiğiniz gibi. Henüz sonuç görecek kadar düzenli bir deneyimim olmadı onunla ama ilk bakışta cellublu`nun her kullanımdan sonra kolayca yıkanabilir olması, taşımak için daha pratik ve küçük olması artı tarafları, masaj yağı kullanımının zorunlu olması ise eksi tarafı. Kuru fırçanın güzel yanı krem, yağ, vs. gibi hiçbir şey gerektirmemesi. Yine de vakum etkisi fırçalamaktan daha çok işe yarar gibi düşündürüyor bana. Deneyip göreceğiz.

*Firma gönderisidir. 

21 Mayıs 2015

Kiehl`s // Clearly Corrective SPF 30 Renkli Göz Kremi


Kiehls`in bu kremi ilk çıktığından beri dikkatimi çekiyordu. Kiehl`s genel olarak dikkatimi çeken, sevdiğim bir marka zaten ama SPF içeren gözaltı kremi, hem de renkli, benim geçen yaz arayıp arayıp bulamadığım şeydi. Normalde Kiehl`s çok kolay ulaşabildiğim bir marka değil ama evime nispeten yakın ve ulaşımı kolay bir Kiehl`s olduğunu keşfedince yakın zamanda 2 defa ziyaret ettim :D Göz kremini de erteleyecektim bir süre daha ama deneyip beğenince dayanamadım. 

7 Mayıs 2015

Mac // Paint Pot`lar


Mac Paint Pot`larla tanışalı 2 sene kadar oluyor sanırım. Tanıştığıma çok memnun olduğum Mac ürünlerinin başında geliyor kendileri. Paint Pot; krem/köpük formunda far bildiğiniz gibi. Son aldığım renk olan "groundwork"ü yazacaktım sadece ama baktım ki elimdeki diğer renklerle ilgli de yazmamışım. 

4 Mayıs 2015

Anneler Günü İndirimleri

Kampanyaları güncel olarak toplayıp, bir başlık altında sık sık yazmayı hep istemişimdir ama kampanya hızlarına yetişmek pek mümkün olmuyor genelde.

görsel:  kaynak

Fakat anneler gününün yaklaşması ile herkesi bir hediye arayışı aldığından, belki işe yarar bir post olur diye düşünüp, kayda değer gördüğüm indirim/kampanya haberlerini paylaşmak istiyorum. 

BKM ekspress ile anlaşmalı firmaların mobil sitelerinden yapılacak 50 TL ve üzeri alışverişlerde 20TL iade. Bu firmalar arasında morhipo vardı benim ilgili çeken. Kampanya ayrıntıları şu linkte mevcut.

Clinique.com.tr `de 250 TL üzerine Clinique Happy in Bloom Parfüm (50ml) sepete otomatik olarak ekleniyor. (6 Mayıs`a kadar geçerli) Benim beğendiğim bir parfümdü kendisi ve 50ml`lik boyu güzel bir hediye. Ayrıca Clinique`in sitesinde her zaman bulunan hediye kodlarına  da bakmayı unutmayın. 

Esteelauder.com.tr`de 150TL ve üzeri aşılverişlerde 50TL indirim için "estee50" kodunu kullanabilirsiniz. (10 Mayıs`a kadar geçerli)

 Derinmor.com`da tüm ürünlerde %15 indirim mevcut, herhangi bir koda gerek yok. (10 Mayıs`a kadar geçerli)

Sephora mağazalarında da 250TL`lik parfüm alışverişine 50TL indirim ve Bonus kartlarına 50TL bonus var. 

Tv`de dönüp duran abartılı, sömürülü anneler günü reklamlarından hoşlanmasam da, çoğumuzun hediye arayışına kapıldığı gerçeği değişmiyor. Bu gibi özel tarihlerde kendi ihtiyaçlarımızı biraz daha avantajlı hale getirmek de fena olmuyor doğrusu. Bunlar benim gördüğüm hatırladığım, kayda değer ve çok kısıtlayıcı olmayan kampanyalardı. Sizin de eklemek istedikleriniz varsa paylaşın lütfen...