31 Aralık 2018

2018 Favorilerim // Bakım Ürünleri

   

2018 yılında severek kullandığım ürünlerin makyaj bölümü hemen şuradaydı, bu postta da makyaj ürünleri dışında kalan ürünler var.  Hiç uzatmadan başlıyorum bahsetmeye;

29 Aralık 2018

2018 Favorilerim // Makyaj Ürünleri



2018, her yeni çıkan ürüne saldırmadığım, biraz daha elimdekileri tüketmeye ve azaltmaya yöneldiğim ve bu konuda da nispeten başarılı olduğum bir yıl oldu. Dolayısı ile makyaj ve cilt bakım ürünleri çekmeceme eklenen çok fazla yeni ürün olmadı. Fakat çekmeceleri açıp şöyle bir baktığımda, uzun süredir beğenerek kullandığım ve bittiği anda yenilerini almak isteyeceğim ürünleri toparlayıp kısa kısa bahsetmek istedim. Bu postta sadece favori makyaj ürünlerim var, bir bir sonraki postta ise favori cilt bakım ürünlerim olacak.

24 Aralık 2018

Bitenler // Aralık 2018


Ve yılın son bitenler yazısı... Bu yılın ikinci yarısında özellikle, çok fazla yeni ürün almadım ve elimde birikenleri bitirmeye çalıştım. Almama konusundaki başarım hiç fena değildi ama eldekilerin bitmesi konusunda aynı başarıyı yakalayamadım sanırım. Daha da son kullanma tarihi yaklaşmakta olan çok fazla ürünüm var, bakalım onları ne şekilde tüketeceğim. 



20 Aralık 2018

Mavala // Tırnak Sertleştirici ve Kütikül Yağı


Son aylarda tırnak etlerim için kullandığım yumuşatıcı ürünlerin çok fazla işe yaramadığını düşündüğümden, daha etkili olabilecek ürün arayışına girmiştim. Mavala markasından daha önce herhangi bir ürün denememiş olsam da başarılı bir marka izlenimi bırakmıştır hep bende. Dolayısı ile bu sefer bir denemek istedim. Mavala Cuticul Oil ve yanında Mavala Tırnak Sertleştiricisini aldım. 

7 Aralık 2018

Dermalogica // Special Cleansing Gel



Dermalogica Special Cleansing Gel bir Dermalogica alışverişinin hediyesi olarak elime geçmişti. Deluxe boy olmasına rağmen kıvamı yoğun olduğundan birkaç ay rahatlıkla kullanılabilecek bir miktardı. Ben de bir süredir temizleme jeli olarak bunu kullanıyordum ve bitince vakit kaybetmeden hakkındaki fikirlerimi aşağıya ekledim.  

4 Aralık 2018

Karşılaştırma // Foreo mu Clarisonic mi ?

Cilt bakımı ile yakından uzaktan azıcık ilgili iseniz her ikisinin ismini de duymuşsunuzdur mutlaka. Clarisonic de Foreo da aynı prensip ile yani sonik titreşimler ile çalışan yüz temizleme cihazları esasen. Çalışma prensipleri gibi belirgin bir ortak özellikleri daha var, oldukça pahalı olmaları :/

Dolayısı ile almadan önce biraz düşünmek ve aldıktan sonra da hakkını vermek için uzun yıllar kullanmak gerekiyor. Benim elimde her ikisi de var, uzunca süredir kullanıyorum  ve artıları eksileri ile bir karşılaştırma yazısı için hazırım. 


Öncelikle her 2 cihazın da kataloglarında belirttikleri özelliklerini ve fiyatlarını ayrıntılı olarak yazdım, en sonda ise ikisinin bana göre artıları ve eksilerini okuyabilirsiniz.

13 Kasım 2018

Bitenler // Kasım 2018


Uzun zamandır elimde sürünen ürünlerin bir kısmını da atılacakların içine ayırınca kocaman bir bitenler sepeti oldu yine, hemen başlıyorum;

1 Kasım 2018

Can Sıkıcı Saç Dökülmesi Mevzusu


Can sıkacak şekilde aşırıya kaçan saç dökülmesi mevzusu ile ilgili yazacaklarım birikti uzun süredir. Öncelikle belirtmeliyim ki genelde hep kuaförlerden "off çek çek bitmedi bu fön" manasına gelen "ay ne kadar gür saçların maşallah, ne güzel" lafını duyan bir insandım. Ben hiç bir zaman saçlarımın gür olmasından şikayetçi olan bir insan olmadım, kuaförler mi nazar değdirdi anlamadım :D

16 Ekim 2018

Bitenler // Ekim 2018

Bitenler // Ekim 18
Yine kullanılmadan çöpe gitmek durumunda kalan birkaç ürün var maalesef ama onları göz ardı edersem az ama öz ürünler bitti bu ay. 


15 Ekim 2018

Mac Cosmetics // Retro Matte Likit Rujlar // Topped With Brandy, So Me, Back in Vouge, Lady Be Good ve Brunt Spice.



Mac `in Retro Matte serisinin likit rujlarını yapı olarak oldukça başarılı buluyorum. Rengini çok güzel veriyor ve oldukça opak. Açık renkleri dahil tek katta dudağı örtüyor. Hızlı bir şekilde kuruyup sabitleniyor. Kalıcılıkları "Sabah sürdüm akşam hala duruyor" mertebesine yakın. Günün yarısını çok rahat bir şekilde çıkartıyorlar. Nude renkleri 8 saaati zorluyor ama koyu renkler silinmeye başladığında rahatsız edici gözüküyor ve tazelemek gerekiyor. Yapıları isimden de anlaşılacağı üzere mat fakat sürüm sırasında da kuruduktan sonra da, dudakta rahatsız edici bir kuruluk hissiyatı bırakmıyor.  Tabii kremsi yapıda bir rujun sağladığı konforu ve pürüzsüzlüğü beklememek gerekiyor. 


Topped With Brandy// So Me // Back in Vouge // Lady Be Good // Burnt Spice
Bendeki renkler soldan sağa; Topped With Brandy, So Me, Back in Vouge, Lady Be Good ve Brunt Spice.

Bunlar tek kat uygulanmış halleri, dolayısı ile dudakta da aynı bu yoğunlukta ve opaklıkta duruyor. Özellikle soldan 1. ve 2. renk swatch`da göründüğünden daha iddialı (daha koyu ve daha soluk) durdu bende. Dolayısı ile günlük olarak sıklıkla tercih edeceğim renkler değiller. Kullanması en rahat olanı Brunt Spice olduğu için favorim o şimdilik. 

Bu serideki renklerin çoğu iddialı renkler ve gözünüzde canlandırdığınız gibi durmama ihtimali yüksek. O yüzden deneyerek almakta fayda var. Ben yapı olarak 5 rengi de aynı ve başarılı buldum fakat Mac`in kendi sitesine baktığımda bazı renkleri ile ilgili hem kalıcılık hem örtücülük probleminden yakınan bir-iki kişi olmuş, onu ekleyeyim. 

Son olarak;
Mac Retro Matte Likit rujlar 5ml ve şu aralar 95TL civarında, Cruelty Free etiketi yok (hayvanlar üzerinde test yapıyor)

İçerik listesi de aşağıdaki gibi;
Isododecane, Dimethicone, Trimethylsiloxysilicate, Polybutene, Petrolatum, Cyclohexasiloxane, Kaolin, Disteardimonium Hectorite, Beeswax / Cera Alba / Cire D'abeille, Silica Dimethyl Silylate, Tocopherol, Persea Gratissima (Avocado) Oil, Cyclopentasiloxane, Glyceryl Behenate / Eicosadioate, Tin Oxide, Propylene Carbonate, Caprylyl Glycol, Hexylene Glycol, Flavor (Aroma), Phenoxyethanol. May Contain: Mica, Titanium Dioxide (CI 77891), Iron Oxides (CI 77491), Iron Oxides (CI 77492), Iron Oxides (CI 77499), Blue 1 Lake (CI 42090), Carmine (CI 75470), Red 6 (CI 15850), Red 28 (CI 45410), Red 30 (CI 73360), Red 7 Lake (CI 15850), Red 22 Lake (CI 45380), Red 28 Lake (CI 45410), Red 30 Lake (CI 73360), Red 33 Lake (CI 17200), Yellow 5 Lake (CI 19140), Yellow 6 Lake (CI 15985).

1 Ekim 2018

The Ordinary // Hyaluronic Acid 2% + B5




Geçtiğimiz yıllarda hızla popüler olan ve yine aynı hızla, deyim yerindeyse eline yüzüne bulaştıran The Ordinary (Deciem) markasından birkaç tane ürün satın almıştım zamanında. Eline yüzüne bulaştırmaktan kastım, markanın kurucusunun geçen yıl sergilediği dengesiz ve profesyonellikten çok uzak davranışlar silsilesi. Bilmeyenler için o hikayeyi de şurada arıntılı şekilde anlatmıştım. 

Denediğim ürünlere gelirsek, içinde hem kullanıp sevdiklerim hem de kullanamayıp elimden çıkarttıklarım var.  Hyaluronik asit ise denediğim Ordinary ürünleri içinde tartışmasız en memnun kaldığım oldu sanıyorum.

Hyalüronik Asit nedir ? Ne işe yarar ?
Hyalüronik asit  de son birkaç yılda popülerlik kazandı sanki. Dolayısı ile artık çoğumuz ne olduğunu ve ne işe yaradığını gayet iyi biliyoruz ama yine de bilmeyenler ya da yeni başlayanlar için yazalım. Hyalüronik asit (HA) vücutta kendiliğinden bulunan ama yaşa ve çevresel faktörlere bağlı olarak azalan bir madde. Temel esprisi ise su tutma kabiliyetinin çok yüksek olması.  bir gram HA`nın yaklaışk olarak altı litre su tutabildiği söyleniyor.  Nemli bir cilt ise anti-aging için temel yapı taşı bildiğiniz gibi. Dolayısı ile daha canlı, daha elastik, daha yumuşak ve daha genç bir cilt vaad ediyor.
İşin güzel tarafı ise ismi asit olmasına rağmen pH`ı düşük olmadığı için cildi irrite edici bir madde olmaması. Yüz yıkama jellerinde, göz kremlerinde, nemlendiricilerde vs birçok ürünün içinde kullanıldığı gibi bu şekilde serum formunda da satılıyor.


13 Eylül 2018

DECIEM`in Garip Hikayesi

Brandon Truaxe, DECIEM şirketinin kurucusu

Tüm dünyada bir anda popülerleşen, dolayısı ile etkisi bize de gelen The Ordinary ürünleri ile ilgili  kapsamlı bir yazı yazmak istiyordum uzun zamandır ama önce The Ordinary markasının ait olduğu DECIEM`in kısa sürede yükseliş ve ardından gelen sapıtma hikayesinden bahsetmek istiyorum. 

Deciem 2013 yılında Brandon Truaxe tarafından kurulmuş bir firma. 10`dan fazla alt markası ile cilt bakımı, makyaj, saç ve vücut bakımı, gıda takviyesi gibi kategorilerde üretim yapıyor. Deciem`in en bilinen alt markalarından bazıları;

NIOD
HYLAMIDE
THE CHEMISTRY BRAND ve tabii ki
THE ORDINARY

14 Ağustos 2018

Bitenler // Ağustos 2018


Uzunca bir aradan sonra bitenler yazısı;

Boş ambalajlar o kadar fazla birikti ki, her daim kullandığım şampuan ve duş jeli gibi büyük boy olanların bir kısmını fotoğraflar için bekletmeden attım bile.

Calvin Klein 2 / ck2 EDT; bu unisex bir koku, ben de seviyorum, eşim de seviyor, o yüzden birlikte kullanıyorduk. Bence ağır olmayan, hoş bir kokusu var. Kalıcılığı da çok kötü değil. Her ikimiz de kullandığımız için özellikle tatile giderken bu küçük boy iyi oluyordu. Bir tane de büyük boyu var şu an elimizde, bitince başka Burberry Brit Rthim`e geri dönerim heralde.

Calvin Klein One Shock EDT; bu siyah şişe erkek versiyonu, bir de beyaz şişesi var kadın versiyonu. Bizim Murat`la çok eskiden birer tane alıp çok beğendiğimiz kokulardı fakat kalıcılıkları çok çok az. Yine de bir fiyatı uyguna denk gelirse nostalji olsun diye alıyoruz arada.

Apivita Pink Clay Maske; bu markanın birkaç maskesini çok severek kullanıyorum ama pembe maskenin bir özelliğini göremedim, aksine çok hafif ve etkisiz geldi bana. Bu markadan sevdiğim asıl maskeleri favori maskelerim yazısında bulabilirsiniz.

13 Nisan 2018

Çok Sevdiğim 3 Maske


Tüketim hızım ile alma hızımın orantısızlığının tavan yaptığı ürün gruplarından birisi de maskeler. Kullanımı günlük değil haftada 1-2 olduğu için çok yavaş tüketilen ürünler olsa da, yeni maskeler almaktan, denemekten geri durmuyorum hiç bir zaman. 

Çokça maske denemiş birisi olarak bu zamana kadar en çok sevdiğim ve gözüm kapalı tavsiye edebileceğim 3 tane maske var. 

Apivita Face Mask with Propolis;  Kil maskesi olduğu için oldukça güzel arındırıp, yağı dengeliyor ama bir yandan da oldukça yumuşak bir yapısı var. Hem kullanım sırasında klasik kil maskeleri kadar germiyor hem de sonrasında da sıfıra yakın bir gerginlik bırakıyor. Anahtar içerikleri Propolis (antibakteriyel), Panthenol (yumuşatma, nemlendirme), E vitamini ve Organik yeşil çay suyu (Antioksidan). Yağlı ciltler için önerilmiş bir maske olmasına rağmen, kullanım sonrasında bariz bir gerginlik ve kurutma bırakmadığı için ihtiyaç duyan her cilt tipi için kullanılabilir olduğunu düşünüyorum.

Apivita Face Mask with Royal Jelly; Sıkılaştırma ve nemlendirme vadediyor bu maske. Bunun anahtar içerikleri de arı sütü (sıkılaştırma), organik zeytin yağı, shea yağı, bal (nemlendirme), E vitamini, yeşil çay suyu (antioksidan). "Ohh kullandım cildim sımsıkı oldu" gibi uç noktada değil tabii ki ama cildimi daha derli toplu hissediyorum kullandıktan sonra. Maskenin ne işe yaradığını bilmeden kullansam sıkılaştırıcı maske olduğunu tahmin edebilirim yani. Nemlendirme maksadıyla koydukları içerik de oldukça iyi iş çıkartmış çünkü çok hoş bir yumuşaklık bırakıyor ciltte. Öyle ki o his kaybolmasın diye üzerine nemlendirici vs bir şey sürmek istemiyorum uzun süre. Her cilt tipinin kullanımına uygun olduğu belirtilmiş, ben de öyle düşünüyorum. 

Korres Grapefruit Instant Brightining Mask; Bu maskenin vaadi de anında aydınlatmak. Bence vaadini de çok güzel yerine getiriyor. Kullandıktan sonra gözle görülür bir berraklık ve aydınlık bırakıyor ciltte. Hatta rengim 1 ton açılmış gibi hissediyorum neredeyse -ama kalıcı bir etki değil tabi-İsminde sadece greyfurt geçse de, portakal, elma suları ve kuşburnu yağı içeriği ile C vitamini yönünden zenginleştirmişler. Argan yağı ve Shea yağı da içerdiğinden kullanımı konforlu, klasik maske formunda ve herhangi bir irritasyona sebep olmuyor.

Apivita ve Korres markalarının ikisi de Yunanistan markası fakat Avrupa`da da yaygın olarak bulunabiliyorlar. Hem markaların %90 civarında doğal içerikli olması hem fiyatlarının uygun olması -dövizi TL`ye çevirmezsen tabi- zaten ürünleri çekici hale getiriyor fakat özellikle bu 3 üründen oldukça memnunum ve devamını almaya çalışıyorum. Bir şekilde denk gelirseniz mutlaka alıp deneyin derim.

10 Nisan 2018

Bitenler // Nisan 2018


Yine kalabalık bir bitenler yazısı ile geldim. İçlerinde ömrü tükenenler de, sevmediğim için kullanmadıklarım da. Artık evde süründürmeyip atıyorum direkt.

Madecassol Merhem; tüpten göreceğiniz üzere sadece birkaç sefer kullandım. Cilt tahrişi, iz, yanık vs gibi durumlarda cildin iyileşmesini hızlandırmak için kullanılan bir krem temelde. Maske gibi hafta 1 kullananlar ya da sivilce izlerinin geçmesi için kullananlar var ama ben düzenli kullanmadığım için yorum yapamayacağım bu konuda. Elimdeki tüpün tarihi geçmiş olduğu için çöpe gidiyor.

Colgate Pro Visible Action; çok sinir eden bir diş macunuydu. Sürdüğünüzde beyaz olmasına rağmen kullanım esnasında maviye dönüşüyor ve lavaboda nokta nokta mavi leke bırakıyor. Her kullanım sonrası lavaboyu temizlemekten fenalık geldiği için çöpe gidiyor. Bir daha da asla almam.

Orifera Hindistancevizi Yağı Diş Macunu; oldukça sade ve temiz içerikli bir diş macunuydu. Hindistancevizi ile ilgili "diş beyazlatır" efsanesi dolaşır bilirsiniz. Sırf o sebepten özellikle arayıp almıştım bunu (Macro Center`dan). Tüp bitene kadar düzenli şekilde kullandım ama belirgin bir beyazlatma etkisi görmedim açıkçası. Tadı da çok nötrdü. Fırçaladıktan sonra hemen hemen sıfıra yakın bir temizlik ve ferahlık etkisi bırakıyordu. O yüzden tekrar almayı düşünmüyorum.

21 Mart 2018

Favoriler // Göz Kremleri


Son 1 yıldır hatta belkide daha uzun zamandır kullandığım kullandığım göz kremlerinden kısa kısa bahsetmek istiyorum. Aslında başlık biraz yanıltıcı oldu çünkü içlerinde gözüm kapalı tavsiye edeceğim biri yok, hepsinin bir "ama"sı var.

Öncelikle üst fotoğrafta görülen Kiehl`s ve Bobbi Brown`ı henüz denemediğimi söyleyeyim. Kiehls`den ümitliyim fakat Bobbi biraz fazla yoğun gibi hissediyorum. Korres göz maskesi ise temiz içerikli olmasına rağmen bana çok etkisiz geldi, olsa da olur, olmasa da olur kategorisinde. 


Bahsetmeye değer bulduklarım ise bu dörtlü; 
Başlamadan önce göz altlarımda torba ya da morluk benzeri bir şikayetim olmadığını, kremlerden beklentimin genel olarak nemlendirmek ve korumak olduğunu belirteyim.


12 Mart 2018

Bitenler // Mart 2018



Mac Prolong Wear Ruj; mavi alt tonlu bir pembeydi, zamanında baya sevmişim herhalde ki bitmiş, artık bu pembeleri yakıştıramıyorum kendime. Fakat bu serideki rujları hala beğeniyorum. Genelde kullandığım mat seriye göre daha ince, daha kalıcı ve daha yumuşak.

Nars Audacious Maskara; kötü değildi ama benim beklentimi çok da karşılayamadı, tek tek ayıran iğne gibi ince plastik bir fırçası vardı. Tam boyunu almayı düşünmüyorum.

Bobbi Brown Smokey Eye Maskara; bana göre vasat bir üründü, pek olumlu bir şey hatırlamıyorum hakkında.

Flormar Precious Curl Maskara; uygun fiyatlı maskaralar arasında popülermiş sanıyorum, arkadaşım önermişti, hatta bunu da o almıştı bana. Yoğun kıl fırçası vardı, ben de beğendim. Fiyatına göre iyi iş çıkartıyordu, denk gelirsem tekrar alabilirim bunu.

1 Mart 2018

Bitenler // Şubat 2018



Badger Balmlar; çok çok uzun zaman önce almışım, Sleep Balm olan lavantalıydı, diğerini hatırlamıyorum. Temiz, az ve öz içerikli ürünlerdi, ambalajları da çok şirin ama ülkemizde satılmıyor maalesef. Teneke kutularını yıkayıp saklayacağım. 

It Cosmetics CC+; normal şartlarda çok benlik olmayacak bir üründü ama cildimin kuruması ile baya severek kullandım. Kapatıcılığı oldukça başarılı, yağlı ciltlerin seveceğini sanmıyorum ama normal ve kuru ciltler sevecektir diye tahmin ediyorum. Ben tam boyuna geçtim.

L`occitane Creme Mains El Kremi; aslında beğendim ama tekrar alır mıyım emin değilim. Yoğunluğu hemen yanında duran çeşidine göre daha yüksekti ama yoğun nem istiyorsam yine aynı markanın shea butter kremini tercih ederim yeniden alacak olsam.

9 Şubat 2018

Favorilerim // Nemlendiriciler


Yakın zamana kadar çok fazla nemlendiriciye düşkün bir insan olmadığımı hatta kullanımını aksattığımı itiraf etmem lazım. Fakat son birkaç ayda ne olduysa cilt tipim yağlıdan normale hatta zaman zaman kuruya dönmeye başladı. Dolayısı ile nemlendiricilere ve nem maskelerine daha alıcı göz ile bakmaya başladım. Şu an elimde olan nemlendiriciler -maskeler de dahil- bunlar. 


5 Şubat 2018

Favorilerim // Makyaj Temizleyiciler


Elimdeki ürünleri toparlayıp kısa kısa bahsettiğim yazılardan bolca olacak Şubat ayında blogda. Bugünün konusu da makyaj temizleyiciler. Makyaj temizleme adına elimde olanların hepsi bunlar şu sıralar. Burada olmayan ama sevdiğim iki ürün daha var, onları da yazacağım aşağıya. 

Estee Lauder Take It Away; losyon şeklinde beyaz bir temizleyici, genel olarak süt/losyon şeklinde olan temizleyicileri oldum olası sevmediğim için bunu da bitsin diye kullanıyorum. Performansı ortalama bana göre. 200ml/155TL

Dermalogica Precleanse; yağ şeklinde bir temizleyici, çok severek kullanıyorum. Az bir miktarı ne var ne yok temizlemeye yetiyor ve su ile durulandığında herhangi bir yağlı hissiyat ya da kalıntı bırakmıyor. Elimde tam boyu yok maalesef, bir alışverişte hediye gelen bu seyahat boyu var. Hem cilt hem de göz makyajını güzel temizlediği ve pamuk vs gerektirmediği için çok kurtarıcı oluyor, seyahatlere saklıyorum ben de. 150ml/230TL

24 Ocak 2018

Favorilerim // Peelingler


Peeling ve maske cilt bakımında en sevdiğim kalemler sanıyorum, her ne kadar cildi çizdiği vs söylense de, her türlüsünü seviyorum peelinglerin. Elimde şu an bu peelingler olmasına rağmen çok daha fazlasını denemiş ve bitirmişimdir. 

Şu an elimde olanların içinden en sevdiklerimi ise bir alt fotoğrafta görebilirsiniz.


Dermalogica Daily Microfoliant; bu zaten kendini ispatlamış bir ürün biliyorsunuz. Sevmeyeni yok gibi. En belirgin özelliği incecik toz formunda olması. Kullanacağınız sırada avucunuza az bir miktar döküp sulandırıyor ve öyle uyguluyorsunuz. Bence bu kadar sevilmesinin sebebi yapısının çok nazik olması, günlük kullanıma ve her cilt tipine uygun olması. Eskiden toz Vim vardı hatırlar mısınız bilmem. Bana onu çağrıştırıyor biraz. Kişisel fikrime gelecek olursak; evet ben de severek kullanıyorum ama mucize yaratacak bir ürün değil. Bittiğinde koşa koşa yenisini almam, bütçemin uygun olduğu ya da ürünün indirime girdiği bir zaman tekrar alabilirim. Satış fiyatı genelde 350TL civarında.


18 Ocak 2018

LR Aloe Vera Ürünleri Yorumlarım


LR markasına ait Aloe Vera ürünlerini görmüşsünüzdür mutlaka, hatta şimdilerde serinin adı Aloe Via olarak güncellenmiş sanıyorum Ben de uzunca zaman önce şirkete üye olup böyle kalabalık bir paket satın almıştım. Yeni üyelik ile alınca hem fiyatı oldukça avantajlıydı hem de yeni ürünler denemiş olurum diye düşünmüştüm.

LR Health & Beauty 1985 yılında kurulmuş bir alman firması ve doğrudan satış prensibi ile çalışıyor. Yani tıpkı Avon, Oriflame gibi, üye olan birisine sipariş veriyorsunuz. Üye olan kişi katalog fiyatından belli bir yüzde daha uyguna aldığı için kazanç sağlıyor. 

Özellikle 3-5 ay öncesine kadar bir LR furyası almış başını gidiyordu. Benim algılamam mı bu şekilde oldu yoksa bana katılır mısınız bilmem ama her köşebaşından LR tanıtımı yapan birileri fırlıyordu sanki. Bu durumun temelde 2 sebebi var;

12 Ocak 2018

Yıl Sonu Temizliği // Cilt Bakımı


Bir iki hafta önce elimdeki bütün cilt bakım ürünlerini ortaya döküp yeniden bir düzenleme ve eleme yapmak istemiştim. Banyo dolaplarında, buzdolabında, çekmecenin derinlerinde ve kullanımda olan bütün cilt bakım ürünleri bunlarmış. 

Normalde ilk fırsatta kullanacaklarım ve yeni aldıklarım şeklinde ikiye ayrılmış olarak saklıyordum. Fakat yeni aldıklarım dediğim grup sürekli göz önümde olmadığı için zaman içinde elimde ne var ne yok unutup yeniden benzer ürünlerden aldığım çok oldu. Hatta bir ara işi biraz abartıp online tablo oluşturmuştum google üzerinden :D Elimdeki ürünlerin isimlerini ve ne zaman açtığımı yazıyordum. Sözde yeni alışveriş yaparken hemen o tabloyu açıp "aa elimde çok tonik varmış almayayım" diyecektim. Ama tahmin edeceğiniz üzere tutmadı tabii. 

8 Ocak 2018

Bitenler // Ocak 2018


Geçen hafta kökten bir temizlik yapmıştım. Kullanım tarihleri geçmişleri ya da bir türlü kullanamadıklarımı ayırıp buraya ekleyince hayli kalabalık bir bitenler yazısı oldu.

Clinique 7 day Scrub; zamanında severek kullanıyordum ama çok uzun zamandır kullanmadım. Bu seyahat boy olduğu gibi dolu ama üretim tarihi oldukça eski olduğundan çöpe gidiyor.

Caudalie Köpük Temizleyici; yüksek beklenti ile aldığım bir üründü ama beni hiç tatmin etmedi, iyi ki küçük boymuş elimdeki.

Andalou Naturals Acai White Tea Nemlendirici; çok beğendiğim bir nemlendirici ve yine beğendiğim bir marka omasına rağmen sıra gelmemiş ve yazık olmuş. Kozmetiğin gümrüğe takılmadan sorunsuz geldiği zamanlardan kalma, bir hayli eski artık. Kokusunda ve yapısında bir değişiklik de yok gibiydi ama yine de riske atmak istemediğimden içim acıyarak çöpe attım.

4 Ocak 2018

Shiseido Waso // Quick Gentle Cleanser Yorumlarım


Shiseido yakın sayılabilecek zamanda WASO adı altında yeni bir seri çıkarttı biliyorsunuz. WASO serisinin özelliği nedir diye baktığımızda "geleneksel japon mutfağından esinlendiği ve  havuç, bal, tofu gibi belli başlı malzemeleri anahtar olarak kullandığı, içeriklerinin doğadan geldiği, alkol, sabun, mineral, paraben içermediği" belirtilmiş firma tarafından.


Yani WASO serisi temiz ve doğal içerikli, gücünü doğadan alan ürünler algısı ile satışa sunuldu özet olarak. Ben de bal ve arı sürü ekstraktları ile formüle edilmiş quick gentle cleanser bal özlü 2`si bir arada temizleyiciyi satın aldım ve bir süredir deniyorum.

2 Ocak 2018

Yeni Yıl Kararları ♥



Bir yılı daha devirdik, hayırlı olsun. 

2017`nin son günlerinde klasik karar almalar, hedef koymalar vs bir yana ben biraz aklımı boşaltmak istedim ve son hafta hemen hiçbir şeye kafa yormadım, yetişmesi gereken işleri de bir yana bıraktım. Çünkü genelde şöyle oluyor; kafamda bu hafta yapılması gereken 100 birimlik iş oluyor. Ben genelde 5-10 birimini yapabiliyorum ama yapamadığım 90 birimin yorgunluğunu taşıyorum. "Ah yetişmeyecek, tüh bu hafta da olmadı" nidaları havada uçuşuyor. 

Aralığın son haftası zihinsel dinlenmeyle geçince yeni yıl kararları da bu haftaya kaldı. Aslında bir yanım planlı olmayı, hedef koymayı, yapılanlara tik atmayı çok seviyor ama bir yanım da bu planlama ve plana yetişme halinin yorucu olduğu söylüyor. 

Bu yüzden 2018 hedeflerimden ilki;

Daha küçük hedefler koymak, daha gerçekçi planlar yapmak!
Hedefi büyük tutup olmadı diye moral bozmak yerine, olma ihtimali yüksek daha minimal hedefler ile mutlu olmak. Hiçbir işe yetişemiyorum kafasından çıkmak. Gidince evi şöyle bir güzel temizleyeyim değil de, ortalığı bir toplayayım, yarın da süpürge tutarım gibi. Bu ay 3 tane kitap bitireceğim değil de, her gün en az 15dk kitap okuyacağım gibi mesela.


İkinci önemli karar;

Zaman yönetimi!
Sadece yapılacakları yetiştirmek adına değil, daha kaliteli vakit geçirmek adına da önemli bir hamle. Bu noktada işe beni gün içinde en çok oyalayan şeylerin neler olduğunu bulmakla başlıyorum. Hemen hepimize tanıdık gelecek suçlular; telefon, çene çalma ve televizyon. Gün içinde instagramda çok fazla vakit harcıyorum farkında olmadan. Bunun önüne geçmek için takip ettiğim hesap sayısını azalttım, yine aynı şekilde zırt pırt mail-sms gelmesin ve dikkatim dağılmasın diye bir sürü reklam engellemesi yaptım, duyuru listelerinden çıktım. Gün içinde belki 1 saati telefonsuz geçirmek de hedeflerim arasında.

İş yerinde kalabalık bir odada oturduğum için gün içinde ister istemez sohbet muhabbet ortamı oluyor, gelen giden derken yapman gereken işe odaklanmak bazen imkansız bir hal alıyor. Bunun için henüz işe yarar bir çözümüm yok maalesef. İlk akla gelen şey bir kulaklık ve müzik fakat müzik dinlerken çalışmayı sevmiyorum. Odaklanmaya çalışmaktan başka çare yok gibi şimdilik.

Televizyon konusu da tam bir baş belası bizim için. "İzlemesek de sesi olsun" grubundanız karı koca, dolayısı ile geceleri hep açık oluyor. Gerçekten izlemesek de dikkat dağıtmaya yetiyor. Bunun için de en azından haftada 1 akşam televizyonu hiç açmama kararı aldık. Televizyonu açmayıp kitap okumak olabilir, dergi okumak olabilir, iş yapmak olabilir, kafa dinlemek olabilir hatta bilgisayar ile ilgilenmek de olabilir sadece TV o gece kapalı olsun yeter.

Üçüncü karar ise;

Minimalizm!
Durun hemen gülmeyin! Tam manasıyla minimalizm benim harcım değil. Öyle "ben minimalist oldum anne" demekle de hemen olabilen bir şey değil. Derdim, baktığımda beni yoran fazlalıklardan kurtulmak ve yeni fazlalıklar oluşturmamak. Evimin rafları çekmeceleri o kadar kalabalık ki unutulduğu için çöpe giden Pringles oluyor (ona çok acımıştım). Bir paket çerez bitmeden yenisi alınıyor ve açılıyor, bir cilt bakım ürünü bitmeden yenisi açılıyor eskisi aylarca kenarda kalıyor. Kilo verince giyilir giysileri alınıyor ve rafları dolduruyor ama kilo verince kutlamak için yeni giysiler almalıyım oluyor falan falan. Hepimizin bildiği hikaye.

Derdim bomboş bir evim olsun, ya da 2 tane rujum olsun bitmeden yenisini almayayım değil de elimdekinin hakkını vereyim daha çok. Şımarık çocuklar gibi biriyle oynamadan yenisini istemeyeyim. Tabii burada işin içine tasarruf da giriyor. Çünkü sonsuz bir bütçem ve koyacak yerim olsaydı fazla kozmetikleri dert etmezdim muhtemelen. Daha az almak ve dolayısı ile tasarruf etmek adına izlediğim en güzel yol bir birikim hesabı açmak. Ama öyle haybeye biriksin de bakarız gibi değil, yazın gidilecek tatil rotasının ismiyle bir hesap açmak ve bunu almayayım, hesaba parasını yatırayım oradan alacağım şunun parası olur demek. Bu taktik bende bir süredir işe yarıyor. İlla tatil olması da gerekmez tabii, telefon olur, bilgisayar olur, ev-araba olur artık sizi ne motive ediyorsa. Yukarıda bahsettiğim sosyal medyada takip edilenlerin sayısını azaltmak, firmaların mail aboneliklerinden çıkmak tasarruf anlamında da çok etkili 2 madde bana kalırsa.  Stokçu zihniyete kapılmamak, bir daha hiç indirim olmayacakmış gibi davranmamak, bir şey almaya niyetlenince en azından 1-2 saat düşünmek de bonus taktiklerim.

Dört numara; 

Sağlıklı beslenme! 
Bu konuda geçen yıldan beri çabalıyorum. Hala istediğim aşamaya gelemesem de gelişme olması mutluluk verici. Son aylarda en çok işimize yarayan taktik ise haftalık yemek listesi yapmak oldu. Magnetli bir yazı tahtası aldık ve buzdolabına yapıştırdık. Pazar günü, dengeli olmasına da dikkat ederek, en az 5 çeşit yemek yazıyoruz üzerine ve markete gidip ihtiyaçları tamamlıyoruz (2 gece dışarıdan yeme hakkımız var).  Hem haftada 2-3 defa markete gitme derdinden, hem de dolabı açıp dakikalarca ne vardı ne pişirsem acaba derdinden kurtuldum, bunu şiddetle tavsiye ediyorum. Ofiste geçen zaman için de nispeten sağlıklı sayılabilecek yoğurt, çerez, meyve, güzel bir çikolata vs gibi şeyler bulundurmaya başladım. Şu sabah kahvaltısı işini de çözebilirsem süper olacak.

Temelde yeni yıl kararlarım bu kadar olsa da her yıl olduğu gibi bu yıl da;
-İnsanları daha az dert etmeyi, 
-Hemen her şeye sıkıntı stres yapmamayı,
-Daha fazla hareket etmeyi,
-İzleyemediğim dizileri izlemeyi (friends ve shameless mesela)
-Belki yeni bir dil öğrenmeye başlamayı,
-Daha çok gezmeyi, daha çok eğlenmeyi ve anın tadını çıkartmayı unutmamayı da diliyorum.


Hepinize de gönlünüzden geçenleri gerçekleştirme gücü diliyorum ♥