29 Eylül 2012

GÜZEL BİR BAŞLIK BULAMADIM

Başta olmayacakmış gibi gelir. O kadar karmaşık gözüküyordur ki... Belki 100 kere "yapamayacağım sanırım" dersiniz. 

Hani bir de şu söz vardır; "başlamak bitirmenin yarısı" derler. Siz de bir yerden başlarsınız. Belki gerekli cesareti toplamışsınızdır belki de sadece mecburiyetten... ama dedikleri gibi başlamak bir şeyleri değiştirir.

Bir süre sonra izlemeniz gereken yolu az çok kestirmişsinizdir. Önce bu karmaşa bir düzene girmelidir. Yeri gelir karmaşıklığın bile bir düzeni olabilir. Sonra düzeni anlarsınız yavaş yavaş... 



ve tabi yapmanız gerekeni de. Sanırım asıl olan; ne zaman vazgeçtiğinizdir. Kaç dakikada, kaç saatte, kaç ayda sıkılıp işin peşini bıraktığınızdır. Çabuk vazgeçenin sonuca ulaşamayacağı belli bir gerçek.

Bir de belki her gözün gördüğü renk bir değildir.


Hepsini aynı renk gören gözdense, yakından bakıp ton farklılıklarını ayırd eden göz daha çabuk sonuca ulaşır. Belki sadece renk değil, daha çetrefilli zorluklar da vardır. O boşluğa her parça oturur sanki. Oturur oturmasına da, sona yaklaştıkça bir yerlerde bir şeyler ters gider. Çünkü, o yere oturacak doğru parça sadece 1 tanedir. Aksi halde elinizde yanlış parçayla kalakalır, ne yapacağınızı bilemezsiniz. O yüzden "oldu sanki" deyip geçmemek, 4 köşesi de birbirine uymuş mu kontrol etmek şarttır.


"-Sadece emek mi, sabır mı ?" diye sormak hatta isyan etmek de hakkınızdır tabii ki. 
"-Hayır" Şansın da yanınızda olması şarttır.
Çünkü bazen asi ve beklenmedik bir rüzgar gelir ve 1 parçayı uçuruverir bilinmedik bir yere. 1 parça hep eksik çıkar sonunda. Ne yapsanız olmaz! 


Şans çoğu zaman yanınızdaysa ya da ne bileyim siz pencereyi açık bırakmamayı akıl ettiyseniz, zafer sizindir. Hiç olmayacakmış gibi gözüken bir karmaşadan, böyle güzel bir tablo çıktığına/çıkarttığınıza bakıp, gururlanırsınız. E size yardım eden birileri olur da birlikte yaparsanız tüm bunları; birlikte gururlanır, birbirinize [başkasının anlayamayacağı] bir gülümseme fırlatır, kim bilir belki de kutlamaya gidersiniz...

Benim bildiğim Puzzle, hobiden çok daha fazlasıdır..

Not1: Çoğu insan "1 parçasını kaybedersek bittik" diye düşünür ama puzzledaki her parçanın yeri belli şekilde kodlanmıştır ve üretici firmaya mail atıp bu parçayı istemek gibi bir hakkınız vardır. Yani o parça hep eksik kalmak zorunda da değildir!

Not2: Tablo Van Gogh`un muhteşem eserlerinden bir tanesidir. Ölmeden önce yaşadığı Paris yakınlarındaki Auvers-sur-Ouse kasabasının klisesidir. Hala da olduğu yerde durmaktadır. bkz 

Not3: Film afişinde Van Gogh`un başka bir eserinden esinlenilen Paris`te Gece Yarısı filmi de seyredilesi bir filmdir. İnsana adeta, Woody Allen`in Vicky Cristina Barcelona`dan sonra kendini  affettirmek için bu filmi çektiğini düşündürtür :)

Not4: Başlığımı buldum galiba, "ÜRETİCİ FİRMA" :) 

24 Eylül 2012

Alışveriş // Lilakutu, Rare Blossom

Lila Kutu`nun abonesiyim bildiğiniz gibi ama son 2 aydır gelen kutular hoşuma gitmeyince aboneliğimi iptal ettim. Önümüzdeki ayın kutusu da gelecek, ondan sonra 1-2 ay takip ederim, ona göre tekrar bakarım. Bu konu bir kenarda bekleyedursun, siteden yaptığım alışverişten bahsetmek istiyorum.


Cuma gece yarısından sonra yaptığım alışveriş pazartesi elime ulaştı. Kargoda, stokta vs bir sorun yaşamadım. Lila Kutu`ya abone olduğumda kazandığım 5 liralık bir çek vardı. Rareblossom ürünlerinde indirim olduğunu da görünce bir bakayım dedim. 

Sonuç: tabiyki alacak bir şey buldum :)


Rareblossom uzun zamandır gözüme çarpan markalardan bir tanesi. Üzüm çekirdeği içeren yüz pillingi aldım. Aslında ürünü birazcık kullandıktan sonra daha net ve ayrıntılı bilgiler yazsam daha iyi olacak. Bu şekilde alınca yaz, kullanınca yaz, bitince yaz... Saçma. Fakat indirimi duyurmak istediğim için alır almaz yazıyorum. "Bitenler" postlarımda da çok ayrıntılı şeyler yazmıyorum zaten 2. tekrar olmasın diye...

Gelelim Lila Kutu`ya... Alışverişinizi yaptıktan sonra istediğiniz bir testerı hediye olarak seçme olayı bir çok yabancı kozmetik firmasında olan bir sistem ama bizde ara ki bulasın...

Lila Kutu yapmış işte. Siparişinizi bitirirken, size sunulan tester seçeneklerinden istediğiniz 1 tanesini seçebiliyorsunuz. Ama laf aramızda, bir kaç aydır kutu ile gelen ve pek sevilmeyen testerlar neredeyse hepsi. Yine de kutumdan 1 yerine 3 tane tester çıkınca konu tatlıya bağlandı benim için :)


Rareblossom ürünlerinin "organik" sertifikası olması, ürünün içeriği ve ambalajı gönlümü çeldi hemen. Üzüm çekirdeği de malum zaten. Bloglardan birazcık bakınca güzel yorumlar da okudum ürün hakkında. Şu sıralarda bütün Rareblossom ürünlerinde %40 indirim var. Bu ürün de 44 liradan 26 liraya düşünce deneyelim dedim. Bir de indirim çekim, kargo bedava derken sadece  20 liraya almış oldu.


Ürün 50 ml. Görmeden önce "az değil mi?" diye düşündüm fakat yapısı oldukça koyuymuş. O yüzden miktarı konusunda sıkıntı olacağını sanmıyorum. Oldukça uzun süre kullanılır( ambalaj üzerinde haftada 1-2 defa kullanım tavsiye ediliyor). Tanecikleri normal bir pillingden daha küçük. Bu da hoşuma gitti açıkçası, çünkü şu aralar sivilcelerle başım dertte. Makyajımı silerken bile çok nazik oluyorum ki lekeye sebebiyet vermeyeyim. Bu yüzden kaba taneli bir pilling tercihim değil şu aralar.

Kullanmaya başlayalım bakalım, umarım memnun kalırım. Yarılayınca yorumumu tekrar yazarım ama ;
"herkesin yorumu kendime, ben senin yorumunu mu bekleyeceğim" derseniz indirimden haberiniz olsun...

19 Eylül 2012

Tecrübe İle Sabit: BİTENLER

Biten ürünlerin yazılarını yazacağım, resimlerini çekeceğim diye çöp biriktiriyorum resmen :) 


Bu aralar biten ürünlerim bunlar;


Yves Rocher selülit kremi; Bir kutu tamamen bitti, daha önce de tanıtım yazısını yazmıştım ama yeni kullanmaya başladığımdan çok net değildi. Bittikten sonra güzel bir ürün olduğunu söyleyebilirim sanıyorum. Selülitin ne derece zor bir şey olduğu dikkate alınırsa, tamamen bir düzelme beklemek yanlış olur ama ben çok az su içen, her gün bol miktarda kafein tüketen birisi olarak etkisini hissettim. Gözle görülür derecede azalma oldu. Fiyatı 70 lira cıvarında ama kampanyalarını takip etmekte fayda var. Çok daha uygun fiyatlara düşüyor. Önümüzdeki yaz için liste başı ürünlerden birisi. Tekrar kampayaya girerse yazı beklemeden de alabilirim ama kullanım ömrü 6 ay olduğundan, stok yapmamak lazım!


Yves Rocher saç dökülmesi karşıtı şampuan; bu ürünü sevdiğimi ve ben de ciddi anlamda işe yaradığını bir sürü kez yazmıştım zaten. Demir baş ürünlerimden birisi. 18 lira civarında ve neredeyse hiç indirime girmiyor, girse bile 2-3 lira iniyor ancak.


Yves Rocher göz makyaj temizleyicisi; su kıvamında ve görüntüsünde bir ürün. Göz makyajını yeterli ölçüde temizliyor ve gözü yakmıyor, rahatsız etmiyor. Benim kullandığım papatlayı versiyonuydu ama şu aralar değişik versiyonları satılıyor. Bu markanın en çok tercih edilen ürünlerinden birisi. 20 lira civarında fiyatı. Muhteşem değil ama idare ediyor.


Loreal True Match; roll on fondoten, uzun süre severek kullandığım bir üründü. Kenarlarında kalanları bile itina ile bitirdim. Kapatıcılığı gayet güzel, compact ürün olduğu için ekstra pudraya ihtiyaç duymadan matlık sağlıyor. Aparatı ile uygulaması gayet kolaydı ve uzun süre kullandım, bu bitirdiğim 2. kutu oldu. Şu sıralar likit fondoten kullanıp üzerine pudra uygulamayı tercih ediyorum, o yüzden yakın zamanda tekrar almayacağım. 45-50 lira civarındaydı fiyatı ama Loreal de sıklıkla %25-30 indirime giriyor bildiğiniz gibi. 


DLC nemlendirici (yüz); uzun zaman önce sivilce problemi için aldığım DCL serisinin nemlendiricisi. Hafif yapılı, yağlandırmayan bir nemlendirici ama ekstra bir özelliği yok bence. Silikon içeren ürünler gibi bir yapısı var. Üstelik içeriğini de sevmedim. bu ürün tamamen bitmedi aslında ama alalı çok zaman oldu, daha fazla kullanmak istemiyorum. Fiyatı 90-100 lira cıvarında. Kendi adıma, parama yazık olmuş diye düşünüyorum. 


Avon lip glosslar; genellikle  pembe tonlarını beğenen bir insan olduğumdan bolca var bu renklerden. Bunlar da artık kötü olanlardan. Zaten bu aralar kıyafetlerimle birlikte makyaj çekmecelerimi de bir elden geçirip, azaltma yapmak istiyorum. Ön çalışma olsun dedim. Şu aralar fiyatları ne durumda bilmiyorum ama uygun oluyorlar genelde. Bence fiyatlarına göre iyi performans veren ürünlerdi. 

Nuxe el ve tırnak kremi; alışverişlerden gelen küçük bir tester. 2-3 sefer ellerime sürdüm, normal bir el kremi.

Palmer`s kakaolu vücut kremi; aslında kremle yağ arasında bir ürün sanıyorum. Hoş bir kakao kokusu vardı. Onun dışında nemlendirmesini ve kolay emilmeyişini beğenmedim.

Bir hayli ürün bitirmişim, aynen devam :) Biten ürünlerle alakalı post yazmayı da, diğer bloglara girip okumayı da çok seviyorum. Umarım siz de seviyorsunuzdur. Bir sonraki post için de bitti bitecek bir sürü ürünüm bekliyor :)

17 Eylül 2012

LİLA KUTU: Eylül !!!

Cumartesi elimde olması gerek şey Pazartesi öğleden sonraya kalınca hevesim kaçtı sanırım birazcık. Bu ay ki kutu beni hiç memnun etmedi açıkçası.


Kutuyu açınca sonbahar temalı hoş bir resimle her şey ne kadar da güzel başlamıştı oysaki...


İçinden çıkanlar bu şekilde;


İyi tarafından bakacak olursam; 2 adet tam boy ürün mevcut ama işin aslı Gabrini makyaj için tercih ettiim ya da edeceğim bir marka değil. Allık dediğin çok uzun süre kullanılan bir ürün, şimdi bunu 1-2 denemelik kullansam ziyan olacak. O yüzden dokunmadan kenara atacağım ürünlerden birisi.

Gelelim Aviva lip balm`a; bu güne kadar duyduğum bir marka değil malesef. Lip balm denen şeyi de 1 tane alıyorum ve bütün bir yıl kullanıyorum. Aviva, bu kış boyunca kullanmak istediğim marka değil. Üstelik hepsini geçtim, resimde görüldüğü üzere akmış, erimiş bir şeyler olmuş. Hadi sıcaktan diyelim ama dudağa sürülecek bir ürünün koruma bandı ya da ambalajı olmaması benim için büyük bir sorun. 


IsısPharma; lekesiz ve parlak bir cilt sağlamaktan bahseden bir ürün fakat 5ml`de etki edecekse süper. Bu da laf olsun diye konmuş malesef.

Bioderma Pore Refiner; tek elle tutulur ürün bu. 15 ml olması güzel. Bende tam boyu olduğu için çok da işime yaramayacak ama kutudaki en mantıklı ürün olmuş.


Live Clean fresh Water; önce duş jeli zannettim fakat saflaştırılmış suymuş. (Vücut için) 

Dephyto Siyah Maske; Sivilce ve siyah nokta önleyici yüz maskesi. 

Hypoxi;  2 seans ücretsiz  olarak yararlanabileceğiniz incelme olaylarından. Belki anneme veririm gider ama ben gitmem. Bir çok kişide ya gitmez ya da şehrinde yoktur eminim.

Geçen ay da benzer bir markanın tam boy pudrası vardı. Sanırım tam boy ürün koyuyoruz diye, tester ürünlerin sayısı ve kalitesi düşüyor ama bu şekilde devam edecekse ben devam etmeyeceğim.  

Siz ne dersiniz ?? Sevdiniz mi bu ay ki kutuyu, ben mi bu gün biraz tersim ??

13 Eylül 2012

OKULLAR AÇILIYOR: Kırtasiye Alışverişini Seven ?

Okul vakti geldi çattı yine. Okul zamanları güzeldi. Yaz tatilinden sıkılan bünye için yeni heyecanlar, yeni sorumluluklar yeni arkadaşlar demekti.


Ben hala okuldan kopamamış bir insan olarak, her gördüğüm defteri alırım. Gerçi okulun o düzenli hali 4. sınıfta bitmişti. Şu sıralar tez bitirmeye çalıştığımdan belli bir düzenim yok. Yani anlayacağınız okulların açıldığını sadece dizilerin yeni sezonlarından anlıyorum. Hayatımda bir değişiklik olmuyor. Okula gitmenin zamanı ya da düzeni yok benim için.


"Ahh öğrencilik günleri" söylemi gerekten yaşlılar için sanırdım ama değilmiş... Neyse dağılmayalım; artık bir çoğumuz için okul zilleri çalmıyor olsa da, kırtasiye tutkumuzdan vazgeçemiyoruz. 


Accesorize`da az ama öz olan defterleri yapıştırmaları seviyorum. Lacivert puantiyeli defter oradan. Hipopotamlı the BEN defterler ise ayrı bir alem. Kırtasiyenin birinde görünce dayanamayıp 2 tane almıştım.


Kenarı lastikli defterler D&R`dan. Daha nice çeşitleri var, her gittiğimde bir tane almak istiyorum bunlardan. Bir dahaki gidişimde daha renkli olanlarından bir tane alacağım sanırım. 

Breakfast at Tiffany`s defteri de diğer bir çok film çeşidi ile D&R`da bulabilirsiniz. Tabi şanslı bir D&R seçtiyseniz. Her şubesinde bulunmuyor malesef. Aklınıza gelebilecek her türlü klasik film afişinden yapılmış defter bulabilirsiniz. 

Coco Chanel ise aynı defterin, kitap kapağı versiyonu.  Onu da Kadıköy`de bir kitapçıdan almıştım.


Defterler, post-it`ler, renkli renkli kalemler. Çalışma masamın üzeri hep kalabalık, hep dolu...




Telefon ve bilgisayar kılıfları da tamamen ayrı bir kategori. Bu netbook kılıfını 2 sene önce gittigidiyordan almıştım ve aldığım günden beri bayılıyorum...

Sizde durumlar nasıl ? Defter manyağı olan tek ben değilimdir umarım :)

Haa bu arada ülkemde eğitim sorunları almış başını gidiyor olabilir. Öğretmeni ayrı, öğrencisi ayrı rezil oluyor olabilir ama yine de yeni defterler almak, istediğimiz kadar yazmak, yeni kitaplar almak, istediğimiz kadar okumak hakkımızdır...

7 Eylül 2012

BIODERMA: Yeni Ürün

Kızarıklık sorunu yaşayan ciltler için Bioderma`dan yeni bir ürün haberi var.
Bioderma ürün hakkında şunları söylüyor; 

Sensibio AR Compact

Ciltte yerleşik kızarıklık sorunu yaşayan kadınlar için, hem kızarık sorununa karşı etkili, hem de kapatıcı ve güneşten koruyucu, 3’ü 1 arada kompakt ürün 


Tavsiye edilen tüketici satış fiyatı: 69,50 TL

Benim kızarıklık sorunum yok ama bu sorunu yaşayan yakın bir bir arkadaşım var. Oradan biliyorum can sıkıcı olabiliyor. Bioderma`nın AR serisinden çok memnun olduğunu söylüyordu. Bu üründe ek olarak hem güneş koruma hem de kapatıcılık özelliği olması güzel. Kızarıklık sorunu yaşayanlar için iyi bir seçenek olabilir.


1 Eylül 2012

Tecrübe İle Sabit #15 BİTENLER

Ürün bitirmekten garip bir zevk almaya başladım :) Bi an önce bitirsem de, bloga yazılarını koysam, yerine yenilerini alsam diye düşünür oldum. 

Bir de kıyıda köşede kalan ürünleri de bitirmeye, onlar bitmeden yenilerini almamaya niyetleniyor insan. O açıdan da çok iyi oluyor. Son zamanlarda biten ürünlerim bunlar.


Saç ürünlerinden başlayalım;


Loreal Excellence; Loreal`in bu saç boyasını çok seviyorum/seviyordum! Genelde 6-7`li numaralarını kullanıyordum uzun zamandır. Daha önce de bir yerlerde yazmıştım, bir süre saçlarımı boyamak istemiyorum, kendi renginde kalsın istiyorum diye. Kendi rengime dönmek için bu rengi seçtim. Çok koyu geldi bana :( Her zaman saçlarımı yumuşacık yapan boya, bu sefer bir garip yaptı sanki anlamadım. Koyu renk saça da alışamadı gözüm bir türlü. Ben kahve/karamel tonlarının insanıymışım onu anladım. Bir süre daha alışmaya çalışacağım, olmadı yine boyamaya devam. 

Düz renk boya yaptırmak için kuaföre gitmiyorum çok uzun zamandır. Saçlarım çok uzuyor ve sadece dip boyası bile yaptırsam baya bir masraflı oluyor. Ucuz bir kuaföre gitmek yerine kendim boyamayı tercih ederim. Renk için ise şunu söyleyebilirim; kutuda doğal siyah gibi gözükse de, doğalından birazcık daha koyu oluyor.

Watsons Repearing wax; Bu ürünün görünüşüne aldanıp almıştım çok uzun zaman önce. Balı saç maskesi. Kıvamı macun gibi değişik bir ürün. Fiyatı 10 lira civarında. Saç maskesi olarak hiç bir etkini görmedim ben. Hatta uzunca süre kullanmadım, kenarda bekledi ama daha sonra saç kremi niyetine kullanıp bitirmeye karar verdim. Saç kremi olarak idare etti, en azından saçlarımın kolay taranmasını sağladı ama kıvamı çok koyu olduğundan saçtan çok zor temizleniyor. Sonunda bitti! dedirten ürünlerden. 

Yüz ürünleri;


Neutrogena pink grapefruit; Bu ürünü de bir hayli önce almıştım.Yarısını kullanıp kenara attıklarımdan. Kokusu çok hoş. Diğer Neutrogena ürünleri gibi, fiyatına göre iyi bence. Çok yüksek bir beklentiniz yoksa; günlük olarak kullanabileceğiniz, hoş kokulu bir peeling. Bunu erkek kardeşim bitirdi bu arada :) 

Bioderma Pore Refiner; Gözenek küçültücü krem hakkında daha ayrıntı bir tanıtım yazısı yazmıştım (sağ kenardaki arama kutucuğuna kremin ismini yazarak bulabilirsiniz) Bu ürünü seviyorum, kesinlikle favorilerim arasında. 15 ml`lik tester paketini 2 aydır falan kullanıyordum sanıyorum. Tester bitti, orjinal boyunu çoktan almıştım ben zaten. Düzenli şekilde kullanılınca etki ediyor. 

Kremler ve Parfüm;


Dottor Ciccarelli; gibi garip bir isme sahip olan topuk kremi Lila Kutudan çıkmıştı. Ben de çıplak ayakla yere basmayı (yaz-kış) seven bir insan olduğumdan, sürekli krem kullanmam gerekiyor. Bu krem de orta yoğunlukta, idare eder bir kremdi. Çok artı bir yanını göremedim. Tester paketi 1 hafta kadar kullandım.

Flormar Narlı Krem;  Bu kremden geçen kıştan kalanlardan. Hafif yoğunlukta bir krem, kokusuna bayılarak almıştım. Kesinlikle harika bir kokusu var. Nardan daha çok, çilek gibi kokuyor. Fakat alırken nasıl olduysa bakmamışım içeriğine. İçinde neredeyse 5 çeşit falan paraben vardı. İçinde daha var ama daha fazla kullanmak istemedim.

Avon Incandessence Parfüm; Çekmecenin kıyısında köşesinde kalan parfümlerden birisi. Bana göre ağır bir çiçek kokusu var. Sevmedim. Benim zevkim daha çok meyve kokularına göre. Bu parfümü de annem almıştı sanırım. İçinde 3-5 kullanımlık kalmıştı onu da markete pazara giderken sıktım. Neyse ki bitti... 

Bu sefer bitenlerde azıcık hile yaptım, kabul ediyorum :) Kardeşim kullandı, geçen kıştan kaldı falan derken çok fazla ürün kullanmamışım aslında ama şu sıralar sona yaklaşan çok ürünüm var. Bir sonraki "bitenler" için çok daha güzel ürünlerim var...