24 Ağustos 2012

MAKYAJ MALZEMELERİNİ YENİLEME, DIY

Denk gelmişsinizdir evdeki makyaj malzemelerinden uygun olanlar karıştırılıp değerlendiriliyor. Belki de yapmışsınızdır. Rengini beğenmediği bir kaç ruju eritip, karıştıranları okumuştum ben daha önce. Bu karıştırma fikirlerine bu günlerde birkaç yerde denk gelince bende kullanmadığım pudramı değerlendirmek istedim. Pudra ile işe başladım ama bir kaç deneme de sizin için yaptım. 

Öncelikle pek severek kullanmadığım allık, bronz allık ve beyaz/simli farları belirledim ve yanlarına sevdiğim kremleri ekledim. Malzemeler bu kadar.


Max Factor`den aldığım bir compact pudra vardı. Rengini çok sevmememe rağmen uzun süre kullandım. Kapağı kırıldı (bütün Max Factor`lere olduğu gibi) yapıştırdım, kullanmaya devam ettim ama son zamanlarda rengi iyice koyu gelmeye başladığından kullanmıyordum ama yapısını sevdiğim için atmaya da kıyamadım.


Resimde bi damla kalmış gibi gözüküyor ama aslında 1-2 ay rahat kullanılacak kadar miktar vardı. Compact olan ürünü güzelce toz hale getirdim. 


Bu hale geldikten sonra da sevdiğim toz pudranın içine karıştırdım. The Body Shop`un toz pudrasını kullanıyordum. Onun kutusuna döktüm diğerini de, güzelce karıştırdım. Onun rengi daha açıktı, miktarı da diğerine göre daha fazla olduğundan, gözle görülür bir koyulaşma olmadı üründe. 


Benim amacım sadece rengini beğenmediğim eski pudrayı değerlendirmekti. Compact ürünle toz ürünü karıştırınca kapatıcılığı da arttı ve daha güzel bir ürün oldu resmen :) 

Fondoten üzerine kullanacaksam toz ürünü ama sadece krem üzerine kullanacaksam compact ürünü seviyorum. Bu tam ikisinin ortasında hoş bir ürün oldu.

Geçelim diğer denemelere;

14 Ağustos 2012

LİLA KUTU AĞUSTOS

Geçen ay hayal kırıklığı yaratan Lila Kutu, bu ay nispeten daha iyi. Daha 15`i gelmeden elime geçmesine de sevindim ayrıca. Fazla uzatmadan bakalım bu ay ki kutuya...



Genel olarak dolu bir kutu diyebilirim. Ayrıca ben bu yeni kutuları, kumaş olan eski kutulara nazaran daha çok seviyorum :)

11 Ağustos 2012

Tecrübe İle Sabit #14

Sonunda benim de biten ürünlerim birikti :) Gerçi bitmeyecek ürünler değil ama Kozmetik manyaklığından dem vurduğum postumda yazdığım gibi artık almıyorum. Evdeki stoklar tükenmeden yeni ürün yok. O günden beri bir çöp bile almadım. Yaşasııın... 





Saç ürünlerinden başlayalım; 
Down Under Natural`s Şampuan: Parabensiz olması ve sempatik şişeleri dolayısı ile ne zamandır ilgimi çeken markayı ancak deneyebildim. Boyalı saçlar için, güçlendirici versiyonu benim kullandığım. Yakın zamana kadar saçlarımı sık sık boyuyordum (ama artık boya da elveda dedim, o ayrı mevzu) fena bir şampuan değil, kokusu hoş, yoğunluğu biraz düşük gibi. Çok artı bir özelliğini görmedim ama parabensiz olması dolayısı ile tekrar tercih edebilirim.


Avon Naturals Saç Maskesi: Günlük kullanım için saç maskesi ya da saç kremi gibi bir şey. avon`un bazı saç ürünleri çok güzel oluyor ama bu ürünü hiç sevmedim ama saç kremim bitmişti, yenisini almadım ve bunu bitirdim. Kendimle gurur duyuyorum :)) Orta dereceli bir saç kremi gibi işlev gördü ama bakım maskesi değil kesinlikle.

Yves Rocher Brillance Parlaklık Veren Saç Maskesi: İndirim zamanında denemek için almıştım. Saçlarımda matlık gibi bir problemim yok ama saç kremidir sonuçta diye düşünmüştüm. Saçımı yumuşatmasından memnun kalmadım ben, parlaklık üzerine de pek bir faydasını göremedim. Yoğunluğu da çok düşüktü, o yüzden çok çabuk bitti. Bu ürünün sadece kokusuna bayıldım. Duştan sonra da saçlarım mis gibi kokuyordu.


C-LAND AÇmur Maskesi: Lila Kutu`dan çıkmıştı. Ölü Deniz mineralleri içeriyormuş. Fiyatı 5 lira normalde. Bu fiyata göre gayet güzel bir maske bence. Tek paketi 2 seferde kullandım rahat rahat. Hafif bir yanma yapıyor, temizlemesi de sevdim. Kullandıktan sonra aydınlık bir yüz bırakıyor.

Bioderma Sebium Gel Commant Purifiant: Yağlı-karma ciltler için pilling kremi. diğer pillinglerden biraz farklı. Tanecikleri küçük. Tam olarak tuz gibi. Bu ürünü kullanmayı de sevdim. Tester paket olmasına rağmen 3-4 sefer kullandım. evdeki pillingler bittikten sonra alacağım bir ürün olabilir.


İki maskenin de içeriği bu şekilde.



Bitirdim, boşları attım, yazısını yazdım, rahatladım... Yer açıldı, ziyan olmadı daha önemlisi yenilerini almaya biraz daha yaklaştım :) Darısı diğer stokların başına...



3 Ağustos 2012

KOZMETİK MANYAKLIĞINA DUR DEMENİN VAKTİDİR

Bu iş artık ciddi ciddi sinirlerimi bozmaya başladı. Evde o kadar çok kozmetik ürünü biriktirmişim ki... "Ne güzel işte, nesi var" diyorsanız şu şekilde açıklayayım. 

Bir kısmının süresi geçiyor, çoğundan sıkılıyorum, evde ufak çaplı bir kozmetik dağı oluşuyor. En basit hali ile ısraf yani... Bu yazıyı yazmak için bir kaç fotoğraf çekeyim dedim. Daha da sinirim bozuldu... Sandığımdan daha fazlası varmış. Hep kampanyalara indirimlere kanmamın sonucudur bunlar...

Ben normalde malının kıymetini bilen bir insanımdır. Her şeyimi temiz, titiz kullanırım, yepyeni kalır ama iş kozmetiğe gelince sanki bedava bulmuşum gibi alıp alıp yarım bırakmışım...

Mesela parfümler, deodorantlar...


Mavi şişedeki Davidoff`u bilmem ne sitesinin bilmem ne kampanyasından almıştım, daha kullanmak nasip olmadı, kenarda sırasını bekliyor. Deodorantların bazıları da öyle, bazıları da yarım yarım. Avon parfümler desen; sıkılıp burun kıvırdıklarım... Bu resmi çekip masanın üzerini topladıktan sonra, çekmecenin derinliklerinden 1-2 tane daha çıktı. 
İyi de ben deodorant kullanmayı sevmiyorum ki, ne demeye almışım bunları...

Önce ürünleri sınıflandırıp, o şekilde resimlerini çekmek istedim ama sonra "boşver" dedim... Evdeki stok ürünlerimi şu şekilde tek resimle anlatmak istiyorum size...


Yanlış anlaşılmasın, bunlar hali hazırda kullandığım ürünler değil. Bir kısmı kullanılmak için sıra bekleyen, bir kısmı da yarım bıraktığım ürünler... 3-5 tanesi hediye, promosyon falan desek gerisine ufak çaplı bir servet dökmüşüm...

"Bu indirim kaçmaz"
"Sadece bu güne özel %40 indirim"
"O`nu alana bu bedava" 

İşte sonucu bu... Yahu insan kağıt mendili bile stoklar mı ?

Bir de işin makyaj malzemesi boyutu var ki, içler acısı... Zamanında düşünmeden para verip aldığım şeylerin çoğunu kullanmak istemiyorum şimdi...


Mesela farlar... Pahalı şeyler değiller ama zamanında beğenip almışım... Hangisini kullanıyorum peki ? en son aldığım Karl Lagerfeld farlar vardı. Onların kalitesini o kadar sevdim ki, bunların hepsi gözümden düştü şimdi. 
Ayrıca göz makyajını çok sevmediğimi de söyleyeceğim şimdi ama kendimden soğudum resmen yaa :(( 

Bunları alacağıma 2-3 tanesinin parasına adam gibi bir şey alsaymışım keşke... Hem daha az para harcamış, hem daha kaliteli hem de daha çok içime sinen ürünler kullanmış olurdum... Bundan sonra felsefem budur... "Az aslında çoktur" diye bir söz okumuştum bir yerlerde... Ne kadar da doğru...


Bunlarda pek sevgili rujlarım, glosslarım... Aynı durum burada da söz konusu. Tamam insanın ruju 2-3 tane olmaz. Ruj, oje gibi ürünlerde "yeter sayı" nedir, ya da var mıdır bilmiyorum ama bunlar benim için fazla...


Çoğu birbiri birbirine yakın, benzer tonlar. Son zamanlarda hangilerini kullanıyorum peki ? 


Bu ikisine gidiyor elim hep son zamanlarda. Diğerleri öyle çekmecede bekliyor. Bu liste böyle uzayıp gider. Daha bunun ojesi var, fondoteni var, rimeli var, cilt bakım ürünleri var...

Ben de bitirme projesi falan yapayım desem, kurtarmaz :) Diyeceğim o ki; ben bu elimdekileri tez yoldan tüketmeye bakıyorum ve artık gerçekten ihtiyacım olduğunda, gerçekten içime sinen ürünü alıyorum. 

Binbir türlü markanın olması, bir çok ürünün görünürde birbiri ile aynı olması daha da çok tetikliyor bu durumu. E bizimde isteme güdümüzün sonu, sınırı yok... Kolay alınıyor, kolayca da gözden çıkarılıyor, bir kıymeti olmuyor... Ben bu moddan çıkıyorum...

Bu doğrultuda; bloglara daha da sıkı tutunuyorum. Aslında birilerinin bizden önce alıp, resmini çekmesi, denemesi bu durumda süper bir hizmet oluyor :) "Kim ne yazmış, nasıl yorumlamış, bana uyar mı uymaz mı ?" diye bakıp, her gördüğümüze atlamadan daha bilinçli alışveriş yapmamıza olanak sağlıyor. Haa ama tabiyki her ürüne "Muhteşem, şöyle ayıldım, böyle bayıldım" yazan blogların gazına gelmemek lazım bu arada...

Siz söyleyin, siz de durumlar nasıl ? Daha beter durumlar içerisinde olanlar var mı çok merak ediyorum :)

Not: Umarım bu postu aileden birisi, özellikle de babam görmez :) Artık istesem de hiç bir şey alamıyormuşum mesela :)) Kendi kendimi ateşe attım resmen, hayırlısı :)